KDP'nin Türkiye ile ilişkilerine tepki gösteren Diler, "Eğer gerçekten Güney’e yönelik ambargolar başlarsa halkı zor günler bekler" uyarısında bulunarak, tek yolun, ulusal birlik olduğunu vurguladı.

Irak Parlamentosu'nun Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Milletvekili Rezan Şeyh Diler, Güney Kürdistan’daki referandumun ardından ANF'ye değerlendirmede bulundu...

BARZANİ VE KDP'YE 'TÜRKİYE' TEPKİSİ

Diler, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen referandumdan sonra Güney Kürdistan bölgesel yönetimi ve KDP Başkanı Mesut Barzani’ye hakaretler yağdıran Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye’nin, diktatör bir ülke olduğunu belirtti. “Hepimiz Türkiye’nin diktatör bir ülke olduğunu biliyoruz" diyen Diler, Barzani ve partisi KDP’ye göndermede bulundu.

Kürdistan ve Kürtlere karşı olan ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini, Kürtler ve Kürdistan lehine yaşanan her türlü gelişmeye karşı çıktığını söyleyen Diler, “Diktatörlükle yönetilen Türkiye’nin Kürtlere karşı yaptığını hiç kimse yapmamıştır. Kürtler Kuzey’de kendi dillerini konuşamıyor, yasaktır. Yüz binlerce, milyonlarca kişinin oyları ile seçilen milletvekilleri cezaevlerinde” diye konuştu.

'KARANLIKTAN ÇIKMAK İÇİN BİRLİK OLALIM'

Güney Kürdistan üzerinde ciddi tehditler olduğunu, tehditlerin giderek yaptırımlara dönüştüğünü, hava yollarının ve sınırların kapanmasının ardından gelebilecek ambargonun Güney halkına büyük zararlar vereceğini, bundan dolayı kendilerini kötü günlerin beklediğini vurgulayan Diler, tek çıkış yolunun birlik olduğunu belirtti.

Diler, "Şimdi dört parça Kürdistan halkı, siyasi parti ve örgütleri nasıl tek ses ve tek renk olur diye düşünmeliyiz. Bunun için çaba sarf etmeliyiz. Birlik duyguları yaşamalı, düşmanlık değil" diye konuştu.

Diler, şöyle devam etti: “Acil bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken ulusal birlik kongresinde Kürt halkı ve siyasi partiler gelecek için projelerini geliştirerek bunun için çalışmalı. Ne zamana kadar geleceğimiz başkalarının elinde olacak, diye düşünmeli. Mevcut haliyle Kürt halkı uluslararası alanda ülkemizin olması ve özgür olmamız için ses çıkaramıyor. Ama birlik olursak halkımızın geleceğinin tayin edilmesi hakkını rahatlıkla her alanda dillendirip savunabiliriz. Kürtler parçalanmaktan ne kadar zarar gördüklerini bir kez daha ve çok ciddi bir şekilde düşünmeli. Bu yüzden de sadece tek ses ve tek renk, yani birlik ve beraberlik için düşünmeli.

Birlik ve beraberliğin sağlanmasının yolu da ulusal birlik kongresinden geçiyor. Onun için tüm bireysel ailesel, partisel ve örgütsel çıkarlarımızı bir kenara bırakıp Kürtlerin nefes alabilecekleri, özgür ve bağımsız ülkelerinde yaşayabilecekleri bir ülke için düşünmeliyiz. Bunun adımlarını atmalıyız. Kürtlüğümüzden, halkımızın çıkarlarından daha önemli bir şey olmadığı şeklinde düşünmeliyiz. Bireysel, ailesel çıkarlarımızı bunun önüne koşmayalım. Siyasetçilerimiz yeni ortak ve bir siyaset belirlemeli, yaratmalıdır.”

'ZOR DURUMA GELİNCE KUZEY VE DOĞU'DAN DESTEK BEKLİYORUZ...'

"Türkiye ile anlaşma ve ciddi ilişkiler içinde olan Güney Kürdistan yöneticilerinin, Kürtlerin Kuzey Kürdistan’da özgür olmadıklarını, her türlü baskı, zulüm ve işkence altında yaşadıklarını bilmiyor mu" diye soran Diler, "Bence biliniyordu. Hepimiz de biliyorduk. Güney Kürdistanlı yetkililer ve yöneticiler bunları bile bile Türkiye ile anlaşmalar yaparken Kuzey halkımızdan Güney Kürdistan’a yardım etmesini bekleyebilir miyiz? Normalde bekleyemeyiz. Ama beklemediğimiz halde onlar yurtseverlik görevlerini yaparak bize yardım için ne yapabileceklerini düşünüyorlar" dedi.

Doğu Kürdistan'da da Kürtlerin zulüm altında olduğuna dikkat çeken Diler, şunları ifade etti: "Zor duruma girince de şimdi Kuzey ve Doğu halkından yardım ve destek bekliyoruz. Biz onlar için ne yaptık ki onlardan destek bekleyelim, diyorum. Ama şimdi en büyük desteği halkımıza ne yazık ki hiç sahip çıkmadığımız, haklarını savunmadığımız, katledilmelerine, zindanlara atılmalarına ses çıkarmadığımız, hatta onlara bu baskıları yaşatanlarla işbirliği yaptığımız halkımız bize sahip çıkıyor. İşte bu bize açık bir mesajdır."

'ÖNÜNÜ ALAMAZSAK HALKI ZOR GÜNLER BEKLER...'

Referandumun hiç düşünülmeden, tartışılmadan, iki ay gibi kısa bir süre içinde tek bir yapı tarafından alınarak gerçekleştirildiğine dikkat çeken Şeyh Diler, “Irak Parlamentosu ilk oturumunda referandumu reddetti. Diğer komşu ülkeler de Güney Kürdistan’ı cezalandırmak istiyor. Birleşmiş Milletler ve ABD referandumu ve sonuçlarını kabul etmedi. Diğer uluslararası ve bölge ülkeleri karşı duruş gösterdi. Bütün ülkeler Irak’ın toprak bütünlüğünü savundu. Bu durumda Kürtler ya bağımsız devlet ilan edecek ya da dört parça Kürdistan halkı tek bir ses olarak referandum kararını koruyacak. Bu da ulusal birliğin sağlanmasından geçer" diye kaydetti.

Irak Parlamentosu'nun Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Milletvekili Rezan Şeyh Diler, son olarak şöyle dedi: "Bölgesel yönetim ortaya çıkan krizi gidermek için başta Irak olmak üzere komşu ülkelerle bu tehlikeli ve ağır süreci atlatmak için görüşmeler yapmalı, tartışmalar yürütmeli. Eğer gerçekten Güney’e yönelik ambargolar başlarsa halkı zor günler bekler."