ABDULLAH ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK
İmralı Ada Hapishanesi'nde mutlak tecrit koşulları altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü için Kurdistanlıların 25 Ocak 2021'den bu yana İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) önündeki eylemi sürüyor.
Eylemi bu hafta İsviçre Demokratik Kürt Konseyi (CDK-S) ile İsviçre Kürt Kadınlar Birliği (YJK-S) üyeleri devraldı.
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Demir Çelik, siyasetçiler Musa Farısoğulları, Besime Konca, Fatma Şık'ın yanı sıra İsviçre kentlerinden gelen Kurdistanlıların sahiplendiği eylem, 24 Mayıs günü ailesinin gözü önünde Türk devleti tarafından Licê'de katledilen Kürt yurtseveri Mehmet Yıldırım şahsında bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Açılış konuşmasını Eylem Komitesi adına Ramazan Amed yaptı. 3 yılı aşkın bir süreden bu yana düzenledikleri eylemle uluslararası kurumlara sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaptıklarını ifade eden Amed, Fransa'nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) önünde süren Önderlik Nöbeti'ne yapılan faşist saldırıyı kınadı.
Ardından Cenevre Demokratik Kürt Toplum Merkezi (CDK-GE) Eşbaşkanı İbrahim Yüksel, hazırlanan basın metnini okudu.
Bundan 26 yıl önce uluslararası güçlerin komplosu sonucu faşist Türk devletine teslim edilen Abdullah Öcalan'dan 38 aydır hiçbir haber alınamadığını hatırlatan Yüksel, insanlık tarihinde eşi benzeri olmayan işkence, tecrit ve zindan gerçekliği karşısında Kürt halkı ve dostlarının sabrının kalmadığını söyledi.
‘BİZDEN BU ZULME ALIŞMAMIZI BEKLİYORLAR’
Yüksel şöyle devam etti: “Bizim için nefes alıp vermek kadar önemli ve değerli olan Önderliğimizin içinde bulunduğu durumu kabul etmek, bu yaşamda yapılacak en büyük ihanettir. Tecrit ve soykırım sisteminin uygulandığı İmralı’ya müdahale etme yetkisine sahip CPT kurumu ne yazık ki bağımsızlık ilkesine aykırı hareket ederek Türk devletine ve onun faşist şefi Erdoğan'a teslim olmuş, yaşanan bu işkence ve zulüm karşısında adeta üç maymunları oynamaktadır.”
En son geçen hafta İmralı işkence sistemi yönetimi tarafından yıllardır tek başına tecrit altında olan Abdullah Öcalan'a 6 ay disiplin cezası verildiğini hatırlatan Yüksel, "Bu açıklamanın hiçbir yasal, hukuki ve ahlaki değer taşımadığını vurgulayarak, şunları ekledi: “Yıllardır tecrit altında yaşayan milyonların önderi Başkan Apo'ya sıradan biriymiş gibi davranmak ve ceza verildiğini açıklamak, Türk devletinin kendi iç hukukunu ve uluslararası yasaları nasıl hiçe saydığını göstergesidir. Diğer yandan Başkan Apo’ya uygulanan tecride tepki olarak Kurdistan ve Türkiye zindanlarında bulunan binlerce tutsak 185 gündür başta açlık grevi, daha sonra Önderliğimizle aynı koşullarda yaşama şiarıyla mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşmelerine çıkmayarak yaşanan bu hukuksuzluğa karşı tavır almışlardır. İşgalci Türk devleti ve uluslararası destekçisi güçler, bizden Önderliğimize uyguladıkları bu işkence sistemine alışmamızı beklemektedirler. Ama bu güçlere şunu net olarak ifade etmek istiyoruz. Bizler bu zulme alışmayacağız ve Önderliğimizin üzerindeki tecrit son bulup özgürlüğüne kavuşana kadar mücadelemizden bir adım dahi geri atmayacağız."
‘AYNI SORULARI SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
CDK-S Eşbaşkanı Selma Sürer ise; “Biz bugün sesimizi daha fazla duyurmak için toplandık. Artık bu hukuksuzluğa yeter diyoruz. Her zaman aynı soruları sormaya devam edeceğiz. Ne zamana kadar sessiz kalacaksınız? Sizin derdiniz nedir? Kürt halkından ne istiyorsanız gelin oturup konuşalım. Bugüne kadar Kürt halkının hiç kimseye bir zararı olmamıştır ve olmaz da. Ama Önder Apo'nun paradigması tüm dünyaya yayılmışken bizler Önderliğimizin düşünceleri ve fikirleri ile yolumuza devam edeceğimizi buradan bir kez daha tekrar ediyoruz. Bu bizim sözümüzdür; Önder Apo özgür olana kadar eylemlerimiz son bulmayacaktır” diye konuştu.
Serhildan Ağı adına Daniel Traub söz aldı. Abdullah Öcalan'ın özgürlük paradigmasının bugün dünya halklarınca sahiplenildiğinin altını çizen Traub, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için enternasyonal bloğun Kürt halkıyla beraber mücadele yürütmesi gerektiğini ifade etti.
Eylemde son olarak İsviçre Abdullah Öcalan'a Özgürlük Komitesi Sözcüsü Necdet Atalay konuştu. Atalay, BM, CPT başta olmak üzere insan hakları kurumları ile uluslararası kurumlara tecride karşı sorumluluklarını hatırlattı.
SİYAH ÇELENK BIRAKILDI
Ardından CDK-S ve YJK-S adına bir heyet tarafından hazırlanan siyah çelenk BM binası önüne bırakıldı. Selma Sürer, “Bugün buraya siyah çelenk bırakarak bu devlet ve kurumlara milyonların talebini görmezden gelmelerini lanetlediğimizi söylemek istedik. Kürtlerin taleplerini görmezden gelemezsiniz. Önderimizin tecridini görmezden gelemezsiniz. Önderliğimiz özgür olana kadar her yerde siyah çelenk bırakacağız."