Almanya’nın Hamburg ile İsviçre’nin Chur ve St. Gallen kentlerinde düzenlenen protestolarla Colemêrg Belediyesi’nin gasp edilmesi kınandı, Kurdistan kentlerinde süren direniş selamlandı.  

HAMBURG

Almanya’nın Hamburg kentinde merkez tren istasyonu bir araya gelen Kurdistanlılar ve dostları, Colemêrg Belediyesinin gasp edilmesini protesto etti.

Eylem, Kurdistan şehitleri şahsında bir dakikalık saygı duruşu ile  başladı. Ardından TCŞ adına hazırlanan bildiriyi Azad Polat okudu. AKP-MHP faşist iktidarının yıllardır şiddet yöntemlerinde ısrar ettiğini belirten Polat, Mehmet Sıddık Akış şahsında milyonlarca Kürt’ün iradesinin yok saydığını söyledi. Polat, şöyle devam etti: “Gasp edilen Kurdistan  haklarının demokrasi ve barış talebidir. Gasp edilen demokrasidir. Bu bir kumpastır, gasptır, talandır, halkın iradesini tanımamadır. Bu işgaldir. Yerine kayyum atanan zat bir sömürge valisidir. Sömürge valilerine bu topraklarda geçit vermeyeceğiz. Wan’da irademiz neyse Colemêrg’de de irademiz odur. Bilinsin ki tüm örgütlü gücümüzle faşizme ve işgale karşı direnecek, halkımızın özgürlük iradesine sahip çıkacağız.”

Azad Polat’ın ardından Colemêrg eski milletvekili Nihat Akdoğan bir konuşma gerçekleştirdi. Akdoğan “ Colemêrg halkının yüzde yüzü Kürt’tür. Kürt halkının özgürlük mücadelesi başladığı günden bu yana Colemêg halkı o direnişin içerisindedir. Kurdistan’da mücadele içerisinde olan halkımız ile biz Avrupa’ya gelenler arasında hiçbir farkımız yok.  Colemêrg sokaklarında bugün direnen halkımız, kadınlarımız ve  annelerimizin önüne saygı ile eğiliyorum” ifadelerini kullandı.  

Eylem “ Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Colemêrg” ve “Terörist Erdoğan” sloganları ile son buldu.

CHUR

İsviçre’nin Chur kentinde halkın Colemêrg'deki irade gaspına karşı süren direnişi sahiplendi. Eylemin gerçekleştirildiği merkez tren istasyonu önünde kısa bir konuşma yapan CDK Chur Eşbaşkanı Kureyş Doymaz, Kürt halkının iradesinin kayyum politikalarıyla yok edilmek istendiğini söyledi. Doymaz, "Kürt halkının iradesini teslim almayı hedefleyen kayyum politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.

Doymaz'ın ardından Siyasetçi Ayşe Acar Başaran söz aldı. Colemêrg'de yaşanan hukuksuzluğun sadece Kürt halkını ilgilendiren bir sorun olmadığına dikkati çeken Ayşe Acar Başaran, "AKP-MHP faşist ittifakı bu hukuksuzluk politikasını uygularken gücünü uluslararası devletlerin sessizliğinden almaktadır" dedi.

Bu uluslararası güçlerin her fırsatta demokrasiden, insan haklarından taraf olduklarını beyan ettiğini söyleyen Ayşe Acar Başaran, konuşmasını şöyle sürdürdü: "21'ci yüzyılda kendi topraklarında büyük bir zulme maruz bırakılan Kürt halkına karşı demokrasi ve insan haklarını savunan güçler, hala sessizliğini sürdürmektedir. Yaşanan bu hukuksuzluk karşısında Avrupalı yetkililer, sadece ‘endişe duyuyoruz’ açıklamasını yapmaktan öteye gitmemişlerdir. Kürt halkı ve dostları bugün sadece Colemêrg'de değil Wan'da, Batman'da, Amed'de, İstanbul'da, İzmir'de bu hukuksuzluğa karşı iradesine sahip çıkıyor. Avrupa'da yaşayan Kurdistanlılar olarak bizler de Kürt halkına dayatılan bu hukuksuzluğu teşhir edeceğiz.”

ST. GALLEN

Kayyum gaspına karşı İsviçre’nin St. Gallen kent merkezinde de eylem yapıldı. St. Gallen Demokratik Kürt Toplum Merkezi tarafından organize edilen eylemde gaspı teşhir eden pankartlar taşındı.

Merkezin Eşbaşkanı Adil Bat, Kürt halkının faşizme karşı dağlarda, zindanlarda ve şehirlerde sürekli bir direniş içerisinde olduğunu söyledi. Colemêrg halkının iradesinin tüm Kurdistan halkının iradesi olduğunu belirten Bat, hiçbir gücün Kürt halkının iradesini teslim almaya kadir olmadığını dile getirdi.

Eylemde hazırlanan Almanca ve Kürtçe basın metinleri okundu. 

Sık sık “Bijî Berxwedana Colemêrg” sloganının atıldığı eylemde, Partiya Jiyana Azad a Kurdistanê (PJAK) İsviçre Komitesi adına Hakim Siyabend de kısa bir konuşma yaptı. Erdoğan’ın bir terörist olduğunu söyleyen Siyabend, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt halkı arasında yarattığı birliğin ve sevginin hiçbir güç tarafından parçalanmasının mümkün olmadığını vurguladı. İran ve Türkiye’nin Kürt halkı üzerinde görülmemiş bir zulüm uyguladığını ifade eden Siyabend, zulmün Kürt halkının direnişiyle boşa çıkarıldığını kaydetti.

Eylem, konuşmaların ardından sloganlarla son buldu.