Parlamentonun Strasbourg'da hafta başında başlayan genel kurul toplantısında Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri gündeme geldi. Avrupa Birliği Parlamentosunda Türkiye’nin ilerleme raporu ile ilgili oturumunda konuşan AB-Türkiye İlerleme Raportörü Nacho Sánchez Amor “AB, Türkiye'nin jeopolitik rolü ne olursa olsun, son temel özgürlük ihlalleri karşısında sessiz kalmayacak” diyerek, Türkiye’nin Batı için jeopolitik rolünü fırsat bilip saldırgan politika izlemesine tepki gösterdi.
Sánchez Amor, Türk devletinin jeopolitik durumunu, demokrasi ve insan haklarının önünde tuttuğundan bahsederken, “raporun merkezinde, Türkiye'deki demokrasi standartlarının feci durumunun yer aldığını” kaydetti.
KASITLI BİR GERİLEME VAR
Raportör, Türkiye’nin mevcut demokrasi seviyesinin gittikçe gerilediğine işaret ederek “Türkiye'nin durumu daha iyi bir durumdan kasıtlı bir şekilde gerilemesi ile ilgilidir” diye belirtti.
Birkaç ay içerisinde 6 milyondan fazla oy alan ve 100’ün üzerinde belediye kazanan ülkenin üçüncü partisi HDP'nin yasadışı hale getirildiğini hatırlatan raportör, Türk devletinin Rusya’nın Ukrayna’ya yöneliki savaşını da fırsata çevirdiğine dikkat çekti.
TÜRKİYE’NİN SORUNU FİNLANDİYA VE İSVEÇ’LE DEĞİL, DEMOKRASİYLE
Nacho Sánchez Amor, “Üstelik savaş, Türkiye'ye kendisini önemli bir güvenlik aktörü olarak gösterme fırsatı sunmuştur” dedi. Türk devletinin yaptırımları deldiğine işaret eden Amor, "Rus kleptokratlara Türk sahillerinde yatırım hakkı tanınıyor, Türkiye ile Rusya arasındaki uçuş sayısı kat kat artıyor, binlerce Rus vatandaşına kredi kartı veriliyor" dedi. Amor, tüm bunların “bir tür yaptırım delme sistemi” olduğunu söylerken, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerini "sorumsuzca veto" ettiği tepkisinde bulundu. Amor, Türkiye'nin "bu iki ülkeyle değil demokrasiyle sorunu olduğunu" vurguladı.
TÜRKİYE İŞGALCİ POZİSYONUNDA
Türk devletinin izlediği savaş politikasına da değinen AB ilerleme raportörü Nacho Sánchez Amor Türk devletinin Rojava ve Güney Kürdistan’da işgalci pozisyonunda olduğunu kaydetti.
Amor şöyle konuştu: “Savaş, ülkeler arasındaki bölünmeyi açıkça işaret ediyorsa, silah için değil, hukuka dayalı uluslararası ilişkiler anlamına geliyorsa, Dağlık Karabağ, Irak veya Suriye'deki askeri operasyonlarıyla Türkiye'nin kampımızda olmadığı açıktır. Savaş, askeri müttefikler ve rakipler arasındaki bölünmeyi açıkça işaret ediyorsa, İsveç ve Finlandiya'ya sorumsuz (NATO) vetosu ile Türkiye'nin Kremlin'e bir hediye olduğu açıktır. Genelde söylediğim gibi: Türkiye Erdoğan değildir, Erdoğan da Türkiye değildir.”
SYRIZA: ERDOĞAN’A KARŞI SAĞLAM DURUŞA İHTİYAÇ VAR
Parlamentodaki Türkiye gündemiyle ilgili söz alan diğer parlamenterlerden Syriza Delegasyonu Başkanı Dimitrios Papadimoulis, “Türkiye'de demokrasi istiyorsak Erdoğan'a karşı daha sağlam bir duruşa ihtiyacımız var” dedi.
ANDROULAKIS: AB, TÜRKİYE’YE SİLAH AMBARGOSU UYGULAMALI
AP’nin Yunanistan PASOK partisi üyesi Nikos Androulakis, Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması çağrısında bulundu.
Nikos Androulakis “AB, Putin'le yaptığı hataları Erdoğan'la tekrarlamamalı. Uluslararası hukuka meydan okuyan herkese aynı şekilde davranılmalıdır” dedi.
Androulakis, “Eylül 2020'den bu yana parlamento olarak çağrıda bulunduğumuz gibi, bireylere yönelik finansal yaptırımlar ve pan-Avrupa silah ambargosu uygulanmalı” diye ekledi.
Raporun bu salı günü Avrupa Parlamentosu genel kurulunda oylamaya sunulması bekleniyor.