GÖRÜNTÜLÜ

Aleviler, huzursuz!

Alevilerin yaşadığı Maraş Terolar bölgesine AKP/Saray tarafından yapılan AFAD kampına dair bölge halkının ön gördüğü kaygılar baş göstermeye başladı.

 

Maraş Terolar bölgesinde 24 Kürt Alevi köyünün ortasına AKP/Saray rejimi tarafından Alevileri sistematik bir şekilde göçertmek adına yapılan ve Suriyeli cihatçı-selefi grupların yerleştirildiği AFAD kampı barındırdığı nüfus ile bölgenin demografik yapısını değiştirirken, ekolojik olarak da zarar vermeye başladı. Alevilerin yaşadığı Terolar bölgesinde bulunan 24 köyün nüfusu 3-4 bin civarındayken, yapılan AFAD kampına cihatçı ve selefilerden oluşan 27 bin kişi yerleştirildi. Bölgenin demografik yapısını alt üst eden bu değişim bir tarafa, kampın birinci sınıf tarım arazisi olan bölgenin tam ortasına yapılması ve kanalizasyonun da tarım arazilerinin sulama suyuna karışması büyük bir ekolojik kıyımı beraberinde getirmiş durumda.

KAMPIN KANALİZASYONU KÖYÜN DERESİNE BIRAKILIYOR

Kampın yanı başında bulunan Aşağı Terolar (Sivricehöyük) köyünde yaşayan Aleviler, köyde artık maske takmadan gezemeyecek duruma gelmiş. Kamptan köy dereye yatağına buradan da tarım arazilerinin sulama suyuna karışan kanalizasyon suyu kötü bir koku yayarak hastalıklara  da adeta davetiye çıkaracak durumda. Yapılan kampa karşı tepkilerini dile getiren köylüler, ANF’ye konuştu. Aşağı Terolar köyünde yaşayan ve aynı zamanda Maraş Yaşam Platformu üyesi ve Terolar Alevi Kültür Derneği’nin Başkanı Mehmet Deliter, kampın kurulmasıyla beraber gelecekleri açısından ne tür sorunlar ile karşılaşacakları sorunları daha şimdiden yaşamaya başladıklarının altını çizdi. Kamptan köyün deresine bırakılan kanalizasyon nedeniyle bölgede sağlık sorunlarının baş gösterdiğini söyleyen Deliter, “Sağlık ve güvenlik sorunları yaşıyoruz. Sağlıksal açıdan, kampın kanalizasyonu bizim köyün deresine akıyor. Müthiş derecede kötü bir koku yayıyor. Bu da bizim bölge halkının sağlığını büyük ölçüde tehdit ediyor. Bizim burada verdiğimiz dilekçelere karşılık kanala boru döşeyerek nehre taşıyacakları cevabını verdiler. Nehir birçok çevre köyden geçiyor. Kampa arıtma yapılması gerekir. Doğaya ve ekolojiye zarar vermeyecek düzeye getirilmeli” dedi.

‘KAMPTA BİR TANE DAHİ ALEVİ YOK’

Yapılan kampa yerleştirilenlerin ara ara kamptan çıkarak köylerine geldiğini söyleyen Deliter, daha önce dini inançlarından ötürü uğradıkları katliamları hatırlatarak, bu nedenle kaygılandıklarını dile getirdi. Kaygıları doğrultusunda bir güvenlik önleminin alınmadığını belirten Deliter, “Kampa şu an 27 bin kişi yerleştirilmiş. Bunlar sadece Suriye’deki iç savaştan kaçıp gelen mülteciler değil. Kaygılarımız bunların içerisinde selefi ve cihatçı grupların da olduğuna dairdir. Burada yaşayan halk Alevi Kürtleridir. Gelen Suriyelilerin arasında bir tane dahi Kürt olmadığını öğrendik. Bu da bizi kaygılandıran etkenlerden bir tanesi” diyerek kaygılarını paylaştı.

GÖÇLER BAŞLADI

“Köyümüzde AFAD kampının yapılmasıyla yaşanılan kaygılar nedeniyle bir aile göç etti” diyen Deliter, şöyle devam etti: “Burada işinde gücünde olan bir arkadaşımız ailesini de alarak ‘Benim ve çocuklarımızın geleceği artık yok burada. 27-30 bin kişinin getirilip yerleştirildiği bir alanda bize gelecek bırakılmadı. Biz bunların içerisinde nasıl yaşayabiliriz’ diyerek köyden yurt dışına göç etmek zorunda kaldı. Bu hepimizin başında. Bu kamp ile sistematik bir şekilde buradan göçertilmek isteniyoruz.”

‘KÖY HALKI BÜYÜK BİR HUZURSUZLUK İÇERİSİNDE’

Aşağı Terolar köyü gençlerinden Hüseyin Kocamer de “Köyün hemen alt kısmından akan deremize AFAD kampından gelen kanalizasyon suları karışıyor. Bu da büyük bir çevre ve doğa sorununa yol açmış durumda. İnsan sağlığını bozan bu durumdan ötürü, köy halkı büyük bir huzursuzluk içerisinde.  Ancak elinden bir şey gelmiyor. Yine burada AFAD kampı yapılmasından ötürü köy yolumuz kamp ile birleştirildi. Geçişimizi buradan sağlayamaz olduk. Yol üzerinde bulunan bizim köy ormanımız da kampa yerleştirilenler tarafından işgal edilmiş durumda. Kamp yapılmadan önce bizim köy dahil çevre köylerden gelen halk, bu ormanlık alanda piknik yapabiliyor ve burayı kullanabiliyordu. Ancak, kampın yapılması ve Suriye’den gelenlerin yerleştirilmesi ardından hiçbir şekilde ormanlık alanımızı da kullanamaz olduk. Kamptan çıkan Suriyeliler tarafından işgal edilen ormanlık alan sadece Suriyeliler tarafından kullanılır oldu” dedi.

‘BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’ 

“Yaşam alanlarımıza dönük büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız” diyen Kocamer, şunları dile getirdi: “Sadece bizim köyün nüfusu 150 civarındayken, yapılan kampa 27 bin kişi yerleştirildi. Bir bütünen çevre köylerinin oluşturduğu nüfus kampa yerleştirilenlerin çeyreği bile değil. Toplamda aşağı yukarı çevre köylerin toplam nüfusu 3 bini bulmazken, yapılan kamp ile bölgenin tam ortasına 27 bin kişi yerleştirildi. Buraya yerleştirilenler ile bölgenin demografik yapısını bozmaya ilişkin bir etkisi olacaktır. Bu kaygılar ile geleceğe bakmaktayız.”