Amed serhildanından Kobanê direnişine

Kobanê direnişinin geçit vermeyen komutanlarından Serxwebûn Amed’i (Gökhan Yalçın) anlatan ailesi, “Bize düşen layık olmak ve onur mücadelesini büyütmektir” dedi.

Kobanê savaşı boyunca nerede şiddetli bir çatışma varsa orada olan, Kobanê’nin her karışında direnen Serxwebûn Amed, köylerin özgürleştirilmesi operasyonlarına komutanlık düzeyinde katıldı. 9 Mayıs 2015'te Kobanê’nin güneydoğusunda bulunan Metina köyünde mayın patlaması sonucu şehit düştü. Amed’de yaşayan annesi Nezihe ve babası Nevzat Yalçın, Serxwebûn’u ve mücadelesini ANF’ye anlattı.

Serxwebun Amed, 1987 yılında Amed’in Pasur (Kulp) ilçesinde ailenin ilk çocuğu olarak dünya geldi. Henüz 5 yaşındayken babasının cezaevine girmesi üzerine cezaevi ile tanışır. PKK'nin kitleselleştiği, Pasur merkez ve köylerinde sempati ve katılımın giderek büyüdüğü 90’lı yıllarda babası Nevzat Yalçın da yurtsever bir Kürt olarak direnişe kayıtsız kalamaz. 92 yılında baba Yalçın tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi'ne atılır. Annesi Serxwebûn’u da alarak her hafta eşini ziyarete gider. Nezihe ana, görüş kabininde Serxwebûn’un elinde oynamak için bulunan bir ipi babasına uzatarak, “Seni buradan bu iple kurtaracağım, seni buradan çıkaracağım” dediğini ve babasının tutsaklığına henüz o yaşlarda büyük bir tepki gösterdiğini aktarıyor.

AMED MERKEZE GÖÇ

Babası cezaevindeyken, devletin Pasur merkeze yönelik baskı ve saldırıları yoğunlaşmaya başlar. Devlet, Pasur’u yakıp yıkacağı tehdidinde bulunur. Serxwebûn’un büyük babası ve baba annesi göç kararı alır. “Geldik Amed/Bağlar’da iki göz bir ev tuttuk, 1992 yılıydı” diyen Nezihe ana, şöyle devam ediyor: “Çok yoksulluk çektik, zor günler geçirdik, o sırada kızım Canan da dünyaya gelmişti. Eşim 92 yılı sonlarına doğru tahliye edildi.”

OKULA BAŞLIYOR

Serxwebûn'un 94 yılı ile birlikte okul günleri başlar. Aile mutlulukla karşılar. Babası her gün okula kadar götürür. Okul ile birlikte artık kişilik özelliklerinin daha belirgin bir hal almaya başladığını kaydeden baba Yalçın, şunları aktarıyor: “Cesaretli ama çok merhametliydi. Paylaşımcı ve arkadaşlarını kendinden daha fazla düşünen birisiydi. Yaşı büyüdükçe bu özellikleri daha da oturdu. Haksızlık karşısında büyük bir öfkesi ve tepkisi olurdu. Bu özellikleri, onu özgürlük mücadelesine taşıdı."

2006 AMED SERHİLDANINDA

Türk devleti, 2000’li yılların ortalarında Öcalan ve PKK’nin tüm çözüm girişimlerine rağmen her türlü baskı ve provokasyonu geliştiriyor. 2006'daki Newroz’un ardından başta Amed olmak üzere tüm Kürdistan halkına saldırıyla cevap verildi. Muş’un Şenköy kırsalında 14 HPG gerillası kimyasal silahlarla katledildi. Bu saldırı, Amed halkını da ayağa kaldırdı. Amed merkezli olarak tarihe geçen 2006 Amed Serhildanı başladı. Nezihe ana, Serxwebûn’un bu serhildanın ilk gününden son gününe kadar en önde yer aldığını ve eve gelmediğini söylüyor.

GENÇLİK FAALİYETLERİNDE

O günlerde Lise öğrencisidir ve okula da gitmez. Serhildanın ardından okulu bırakır ve aktif olarak gençlik mücadelesi içerisinde yer almaya başlar. Bu yıllarda evde politik tartışmalar yaptığını, mücadele etmenin önemi ve anlamı üzerinde durduğunu belirten Nezihe ana, kardeşlerini de mücadeleye yönelttiğini anlatıyor. 2013 yılına kadar Amed’de her direniş ve eylemde yerini alır.

ARTIK DAĞLARIN VAKTİDİR

Artık yönünü dağlara vermenin, mücadelesini yeni bir aşamada sürdürmenin vakti geldiğini söyler. Kararı kesindir. Bir sabah erkenden uyanır ve evden çıkar. Nezihe ana, paylaşmayı sürdürüyor: "O gün erkenden uyanmıştı, karşısına geçtim, neden erken uyandığını sordum, sadece güldü. Bana ‘Akşama yemek yapma ben dışarıdan getireceğim’ dedi. O gün yemek yapmadım, onu bekledim ama gelmedi. Bir daha da haber alamadık.”

KANİYA KURDA’DA GEÇİT VERMEZ

Serxwebûn, hep olmayı hayal ettiği yerde, özgürlük saflarındadır artık. Haksızlığa, zulme ve işgale karşı ikirciksiz bir militan ve direnişçidir. Öyle ki, DAİŞ çetesi 2014 sonbaharında Kobanê’ye saldırıya geçtiğinde oraya gitmek için ilk atılanlardan biri olur. Eylül 2014'te Türk devleti desteğiyle başlayan DAİŞ saldırısında karşı Kobanê’ye geçen Serxwêbun, Ekim ayı başında en şiddetli çatışmaların yaşandığı doğudaki Kaniya Kurda cephesindedir. İlk andan itibaren sarsılmaz iradesi, cesareti ve inatçılığıyla DAİŞ barbarlarına geçit vermez.

KOBANÊ’NİN HER KARIŞINDA

Savaşın kent merkezine taşınması ile hareketli tabura geçen Serxwebûn, Kobane savaşı boyunca nerede şiddetli bir çatışma varsa orada oldu. İranlı YPG savaşçısı Rojvan Kobanê (Emir Qubadi) ile birlikte aynı taburda yer alıyordu. Aralık 2014'te Kültür-Sanat binasını özgürleştirme operasyonunda Rojvan şehit düşünce büyük üzüntü yaşadı. Rojvan’ın en büyük isteği olan Kobanê’nin özgürleşmesi için daha büyük cesaret ve kararlılıkla direnişini sürdürmeye devam etti.

NEZİHE ANA SESİNİ DUYAR

Nezihe ana da Serxwebûn’un gittikten sonra sesini ilk kez bu günlerde duyar. Annesini arayarak hem iyi olduğunu hem de tüm Kürdistan halkının Kobanê direnişine destek vermesi gerektiğini söyler. İlk görüşmelerinde ağladığını belirten Nezahat ana, ancak Serxwebûn’un kendisine güç verdiğini ifade ediyor. Bu görüşmeden kısa süre sonra Serxwebûn ve arkadaşlarının direnişi sonuç verir; Kobanê DAİŞ'ten arındırılır.

Kobanê kent merkezinin özgürleştirilmesi ardından Serxwebûn bir kez daha annesini arar. Nezihe ana, bu görüşmede, “Kobanê’yi kurtardınız, siz yoruldunuz, köylere gitme” dediğini ancak Serxwebûn’un tepki göstererek, “Böyle konuşmak olmaz, direniş sonuna kadar sürecek, son ana kadar durmayacağız” diye cevap verdiğini aktarıyor.

ANNELER GÜNÜ'NDE GELEN HABER

Serxwebûn, 26 Ocak 2015'te Kobanê kent merkezinin temizlenmesi ardından köylerinde başlayan özgürleştirme hamlesine bu kez komutan olarak katılır. Kobanê’nin özellikle güneydoğu köylerinin temizlenmesinde büyük başarı gösteren Serxwebûn, 9 Mayıs 2015'te YPJ komutanı Medya Meysa ile birlikte araçta hareket ettikleri sırada mayın patlaması sonucu şehadete ulaşır. “Akşam bana Serxwebûn’un şehadet haberini getirdiler” diyen Nezihe ana, “Bana Anneler Günü hediyesi, şehadet haberiymiş” diyerek gözyaşlarını tutamıyor.

GÖRKEMLİ TÖRENLE UĞURLANDI

Kürt halkının şehidini büyük bir sahiplenmeyle karşıladığını belirten baba Nevzat Yalçın, “Oğlumun cenazesini Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan aldıktan sonra Suruç ve Aligor halkı bağrına bastı. On binlerce Suruç ve Aligorlu Serxwebûn’u uğurladı. Daha sonra Amed’de benzer bir görkemli karşılamanın ardından şehidimizi uğurladık” diye hatırlatıyor.

ONLARA LAYIK OLMA GÖREVİ

Baba Yalçın, Serxwebûn ve Kürdistan’ın dört parçasında şehit düşen evlatlarına layık olmaya çalıştıklarını vurgulayarak, sonuna kadar mücadele edeceklerinin altını çiziyor. Serxwebûn’un şehadetinin ülkesi, halkı, onuru ve özgürlüğü için olduğuna dikkat çeken baba Yalçın, bundan taviz vermeyeceklerini belirtiyor.