Barış Anneleri İnisiyatifi, 2000 yılında bir araya gelerek demokrasi çalışmalarına başladı. Yapılan her etkinliğe katılan çoğu yaşlı olan anneler, yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı, ilerleyen yaşlarına rağmen tutuklanarak cezaevine konuldu. Tüm bu baskı ve şiddetlere rağmen mücadelelerinden vazgeçmediler. 

Barış Anneleri'nden, 61 yaşındaki Perihan Altoğ ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Mardin Barış Anneleri İnisiyatifi çatısı altında emek veren Perihan Ana, 12 Eylül Darbesi'ne şahit olduğunu ve o dönemin acılarını da yaşadığını aktardı. Altoğ, ''Bu ülkede, geçmişten bugüne en çok acı çekenler anneler olmuştur. Yediden yetmişe, her canlının yarasına merhem olmak için çaba veren biz annelerin sesi, çığlıkları duyulmadığı gibi sistemin ve iktidarların baskıları, dayatmaları altında bırakılmaya çalışılıyor. Kederin, acıların ve hüznün her rengini yüreklerinde yaşayan Barış Anneleri olarak, özgürlük, demokrasi ve eşit yaşam için her zaman direndiği gibi, şimdi, bu zor dönemde bile ısrarla direneceğiz'' dedi.

‘EVLATLARIMIZ SİSTEMİN KURBANI OLMASINLAR’

Altoğ, şunları ifade etti "Kürt Özgürlük Mücadelesi süresince bu ülkede, bu topraklarda öldürülen yine bu toprakların evlatları oldu. Asker öldürülünce de, polis, gerilla da öldürülünce de yine ağlayan, acı çekenler anneler, özellikle de Barış Anneleri oldu. Biz anneler bir yerlerde kar yağınca üşüdük, güneş çıkınca ısındık. Kimliğe, dile, inanca bakmaksızın her daim haksızın karşısında, haklının yanında olduk. Demokratik, eşit ve özgür bir yaşam için gücümüz yettiğince mücadelemizi hep verdik ve vermeye devam da edeceğiz. Biz Barış Anneleri'nin tek derdi; artık bu kanın durması, evlatlarımızın artık sistemin kurbanları olmamasıdır.''

Şeyh Said'i katledenlerin, şimdilerde gençleri katledenlerle aynı zihniyet olduğunu söyleyen Altoğ, ''Dün Şeyh Said katledildi, bugün yine aynı amaç için mücadele veren yüzlerce Kürt genci katledildi, onlarcası kaybedildi. Katiller de katledilenler de hep aynı kişilerdi. Bu duruma üzülenler, acı çekenler de yine aynı kişiler, annelerdi. Artık yeter... Bu kanın durmasını istiyoruz’’ diye konuştu.

'KONGRE ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMELİYİZ'

Barış Annesi Perihan Altoğ, ulusal birlik çalışmalarına ilişkin de şunları dile getirdi:

"Daha nereye kadar bu zulmü, bu katliamları yaşayacağız? Daha nereye kadar biz Kürt halkını kabul etmeyen, yok etmeye çalışan zihniyete karşı sessiz kalacağız? Bu saatten sonra artık bütün Kürt partileri ve örgütlerinin birbirlerini çekiştirip, ihanetle suçlamasından vazgeçmesi gerekiyor. Artık yeter! Erdoğan'ın arkasından giden Kürtlere de sesleniyorum; bir gün sizlerin sırtından kazanmaya çalıştığı çıkarları bitince, sizleri de bir kenara fırlatacaktır. Sürüden kopanı kurt kapar. Bizler, bizi yaratan Allah'tan başka kimselere hesap vermeye mecbur değiliz. Allah bizi Kürt olarak yarattı. Kürdüz ve bu topraklar bizimdir. Kimsenin topraklarında gözümüz olmadı ve işgal girişiminde de bulunmadık. Nerede bir Kürt varsa bir an önce Ulusal Kongre çağrısına duyarlı olması ve elinden gelen bütün sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. Az değil, kırk milyondan oluşan bir halkız. Artık KCK'nin bu Ulusal Kongre çağrısına kulak verip, kongre çatısı altında buluşup, birleşmemiz lazım. Ancak bu şekilde güçlenip, özgür yaşam hayalini gerçekleştirebiliriz."