DBP: Tecrit kaldırılırsa Türkiye normalleşir

DBP, PM ve eş başkanlar toplantısının sonuç bildirgesinde, Öcalan'a dönük tecridin kaldırılmasının, ülkedeki gerilimi bitireceğini belirtti.

DBP, "Sayın Öcalan'ın üzerinden sürdürülen tecridi kaldırarak Türkiye’nin normalleşmesini ve demokratik siyasetin gelişmesinin önünü açabiliriz" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Amed’deki 4. Olağan Kongresi öncesi düzenlediği son PM ve il eş başkanları toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Mayıs Şehiteri anısına saygı duruşuyla başlayan toplantının sonuç bildirgesinde, Kürt halkının statü ve demokrasi mücadelesinin engellenmeyecek ve ertelenemeyecek bir süreci yaşadığı belirtildi. Direnişin despotik yönetimleri bir bir değişime zorladığının görüldüğüne dikkat çekilen bildirgede, 8 Mart, Newroz ve 16 Nisan'da Erdoğan'ın politikalarının yerle bir edildiği kaydedildi.

‘CHP HAYIR CEPHESİNE ÖNCÜLÜK EDEMEMİŞTİR

CHP'nin 'HAYIR' cephesine öncülük edemediğine vurgu yapılan bildirgede, şunlar belirtildi: "AKP ve MHP ittifakı faşizmi üstlenirken CHP ise Kürt halkına yönelik sürdürülen savaşa sessiz kalarak, öte yandan şer cephesinin yüzde 51’lik gayrimeşru sonucunu kabullenerek içerisinde bulunduğu Hayır cephesinin tüm zorluk ve engellemelere rağmen elde ettiği kazanımlarına doğru öncülük edememiştir. Halkın gayrimeşru referandum sonucuna karşı sokaklara taşan öfke ve tepkisini sahiplenmeyerek, öncülük etmeyerek toplumsal muhalefetin ve demokratik direnişin gelişmesini engellemiştir. CHP, içerisinde halkın sesi olmaya çalışan yöneticilerine karşı ise geliştirdikleri baskıcı politikayla Erdoğan’ın tek adam uygulamasının da gerisine düşen bir sosyal demokrat çizgiyi ortaya koymuştur. Bu tutuma sahip olan CHP'nin halka ve demokratik direnişe öncülük etmesini beklemek ham hayalden öte birşey değildir."

'BAŞUR’DA KDP, ROJAVA’DA IŞİD, TÜRKİYE’DE MHP...'

AKP'nin dört parçada Kürtlerin kazanımlarını hedef aldığına vurgu yapılan bildirgede, "AKP, Kürt halkının kazanımlarını engellemek için elinden gelen tüm bu kirli ittifakları Başur’da KDP, Rojava’da IŞİD, Türkiye’de ise MHP’nin faşist şer ortaklığıyla yürütmektedir" denildi.

Bildirgede, "Ortadoğu’nun bu kaosunu ve tıkanıklığını aşabilecek tek bir güç ve projeye Kürt haklı ve Önderi Sayın Öcalan sahiptir" diye ifade edilirken, "Ortadoğu’nun çok dilli, çok kültürlü, çok mezhep ve çok dinli yapısının korunması Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus perspektifiyle mümkündür" denildi.

'TASFİYE ETMEK İSTEDİLER, YENİLDİLER'

"2013 ile 2015 tarihleri arasında Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan öncülüğünde başlatılan demokratik çözüm görüşmeleri tüm yetersizliklerine rağmen halklarımıza ve ülkeye bir bahar sürecini yaşatmıştır" denilen bildirgede, şunlar da kaydedildi:

"Yüz yıllık inkar ve katliam politikalarından sonra Kürt halkının iradesi inkar edilmeden denenen çözüm görüşmeleri toplumsal bir rahatlama yaratırken Türkiye’de tapu saylan kimi olguların da kırılabileceğini ortaya çıkarmıştır. 7 Haziran sonrası AKP hükümeti, katliam, baskı ve inkara dayalı politikaları gözü kara bir biçimde hayata geçirme çabası içinde olmuştur. AKP Kürt inkarında adeta geçmiş hükümetleri aşan bir biçimde kendi iktidarının varlığını, Kürtlerin özgürlük mücadelesini ve statü mücadelesini yok etmekte görerek direnen Kürde karşı tüm insanlık dışı yöntemler kullanılarak tasfiye dayatılmıştır. On yıllardan beri halkımızın demokratik yöntemlerle elde ettiği, kazandığı tüm kurum ve kuruluşlar darbe yöntemleri ve yargı eliyle işletilmez hale getirilmiştir. Partimize karşı özellikle siyasi soykırım politikalarıyla adeta statü talebinizden ve özgürlüğünüzden vazgeçersiniz ya da zulümden zulüm beğenin minvalinde her türlü baskıya maruz kalırsınız yaklaşımında bulunmuştur.

‘TECRİT KIRILMALI'

Demokratikleşmeyen Türkiye’nin ağır, hantal merkeziyetçi yönetim anlayışından kendini çıkarması gerektiğini belirtiyoruz. Toplumsal farklılıkların kendini irade görebileceği yönetim sistemlerinin gelişmesi, demokratik ve güçlü halk muhalefetini yükseltmek sorumluluğumuzdur. DBP ayrıca Cumhuriyetin kuruluşundan beri ret ve inkara maruz kalmış Kürdistan halklarının demokratik cumhuriyet ve özerk Kürdistan formülüyle toplumsal sorunların demokratik siyaset kanallarıyla çözümünün mücadelesini vermeye çalışmıştır. Ne yazık ki AKP’nin demokratik siyaset kanallarını kapatması hem rolümüzü oynamamızın önünü tıkatmış, hem de daha gerilimli ve çatışmalı bir süreci yaşamamıza neden olmuştur. Bu gerilimli ve çatışmalı sürecin başlamasında Sayın Öcalan’a uygulanan ağır tecrit politikalarının ve görüşmelerinin kesilmesinin önemli payı vardır. Eğer Türkiye siyaseti Sayın Öcalan’a dönük uygulanan tecrit ile bu tıkanıklığı ve gerilimi yaşıyorsa o zaman Sayın Öcalan'ın üzerinden sürdürülen tecridi kaldırarak Türkiye’nin normalleşmesini ve demokratik siyasetin gelişmesinin önünü açabiliriz.

Bizler parti olarak hükümeti öncelikle tecrit, ret ve inkar politikasından bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Önümüzdeki sürece 4. Olağan Kongremizle üstlendiğimiz rol ve misyon çerçevesinde yeniden yapılandırarak, toplumsal sorunlarımızı yerine getirmeye çalışacağız. Özellikle kapitalizmin topluma dayattığı ideolojisizlik ve bireycilik anlayışına karşı güçlü toplumsallığı ifade edebilecek, demokratik zihniyet dönüşümünü sağlayacak ideolojik mücadelenin her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu gözönünde bulundurarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Özellikle demokratik siyasete ihtiyaç olan bu dönemde demokratik siyasetin öncüleri ve kadrolarını yetiştirme ve örgütleme hususunda akademi çalışmalarına daha fazla önem vererek tarihe ve halkımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getireceğiz."