Ehmed: Üçlü zirve Suriye'deki sorunu çözemez

Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, Rusya, Türkiye ve İran tarafından 20 Aralık'ta Moskova’da düzenlenen Suriye konulu üçlü zirveye ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı Ehmed, Rusya’da gerçekleşen üçlü zirveye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ehmed, Rusya ve rejim tarafından elde edilen askeri sonuçların siyasal sonuçlara dönüştürülmeye çalışıldığını, bunun da çözüm getirmeyeceğini belirtti. Ehmed, büyükelçinin öldürülmesinden doğrudan Türkiye'nin sorumlu olduğuna da dikkati çekti.

Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, Rusya, Türkiye ve İran tarafından 20 Aralık'ta Moskova’da düzenlenen Suriye konulu üçlü zirveye ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu. 

Ehmed, zirveyi tek taraflı muhalefetin içinde yer almadığı, Suriye’nin içinde etkili olan güçlerin toplantısı olarak değerlendirdi. 

'DİREKT AKP SUİKASTIDIR'

Toplantı öncesi Ankara’da Rusya Büyükelçisi'ne yönelik gerçekleşen suikasta da dikkati çeken Ehmed, şunları kaydetti:

"Şu güç yaptı, bu güç yaptı demekten çok, bu suikast direkt bir AKP suikastıdır. Çünkü suikastçı bizzat Erdoğan tarafından kurulan Osmanlı Ocakları'ndan geliyor. Bu suikast AKP’nin gerçekliğini gösteriyor. Ancak Halep’in ele alınacağı zirvenin hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde büyükelçinin öldürülmesi dikkat çekici bir noktadır."

'TÜRKİYE RUSYA CEPHESİNE GEÇMEK ZORUNDA'

Ehmed, Türkiye’nin artık Suriye’deki tüm politikalarından vazgeçerek Rusya ile hareket edeceği bir noktaya geldiğini söyledi. 

Suikasttan en çok fayda sağlayanın Rusya olduğunun altını çizen Ehmed, "Rusya bunu fırsata çevirdi. Çünkü Türkiye'nin böyle bir durumla toplantıya girince tamamen Rusya’ya teslim olmaktan başka çaresi kalmadı. Ve öyle de oldu. Türkiye Suriye politikasından vazgeçerek bu cinayetten sonra tamamen Rusya cephesine geçti" dedi.

HALEP VE BAB

Ehmed, zirvenin ardından Baas Rejiminin Halep’te zaferini ilan ederek, zirvede de Halep’ten sonra nereden başlanacağına dönük bir plan üzerinde görüşmeler yapıldığını belirtti.

Türkiye’ye Bab’ın bırakıldığını belirten Ehmed, şöyle devam etti: “Türkiye hıncını Bab’dan almaya çalışıyor. Ayrıca kantonlarımızın birleşmesini engellemeye çalışıyor. Son iki gündür Bab’a yönelik çok yoğun saldırılarda bulundu. Gerçekte ise Türk devleti Bab’da sivil katliamlar gerçekleştiriyor. İçinde çocukların da olduğu 49 sivili katlettiler son günlerde. Türk devletinin gerçeği budur. Sivil katliamlardan öte bir şey değildir. Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde hiçbir etkisi kalmayınca her yerde olduğu gibi burada da sivillere yeniden yöneldi.”

'ZİRVE TEK TARAFLI VE ÇÖZÜM OLAMAZ'

Moskova’da yapılan zirvenin tek taraflı ve önümüzdeki dönemde Astana’da yapılacak toplantının hazırlıkları olduğunu belirten Ehmed, "İran, Rejim, Rusya ve Türkiye’nin katıldığı bir toplantıdır. Muhalefetin yer almadığı bir toplantıdır. Rejimin elini güçlendiren tarafların organize ettiği ve gerçekleştirdiği bir zirvedir" diyerek, şöyle devam etti:

"Bu yüzden sonuçları da Suriye’deki sorunlara çözüm getirecek bir toplantı değil. Toplantı öncesi askeri hamleler başlattılar. Elde ettikleri sonuçları şimdi bu toplantı ile siyasal bir sonuca dönüştürmek istiyorlar. Müzakereler öncesi yapılan hamlelerdir. Yani şöyle bir sonuca gitmek istiyorlar; artık muhalefet kalmadı, hangi güçlerle müzakere edilecek diyecekleri bir noktaya getirmek istiyorlar. Suriye’nin iç işlerinde en fazla eli olan devletler anlaşıp çözdük demeye getirecekler gibi bir durum var.”

Zirvenin sonuçları olarak yapılan planları da değerlendiren Ehmed, yıllardır Türkiye’de muhalefet adına kalanlara bir af düşündüklerini söyledi. Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, son olarak şunları kaydetti:

"Bu çözüm olarak düşünülürse Suriye halkları için bir felakettir. Zirveye katılan güçlerin bununla sorunun çözüleceğini düşünmeleri de büyük bir yanlışlık olur. Çünkü muhalefet sadece onlar değil. Suriye’de devrimci bir muhalefet var. Yıllardır mücadele ediyor. Sistem oluşturma, Suriye’nin demokratikleştirilmesi, birliğini savunan, onun için mücadele eden muhalefet var. Tabii bunun farklı mecralarda görüşmeleri yapılıyor. Eski tecrübelerden sonuçlar çıkarılmışsa önemlidir. Tek tarafın değil, tüm taraflar bir araya getirilerek çözüme gidilirse Suriye’de gerçek bir çözüm gelişebilir. Geçmiş süreçlerde yaşananlardan sonuç çıkarıldığı kanısındayız. Doğru olan da budur. Başka türlü Suriye’de çözüm gelişmez. Tek taraflı toplantılar ve çözüm arayışları çözüm getirmez. Bunu tüm güçler de gördü.”