ANALİZ

Êzîdîler için yeni bir tarih başlatmak

Ne zaman Avrupa ve Rusya’dan gençler yüzlerini Kürdistan ve Şengal’e dönerlerse o zaman 74. fermandan ders çıkarılmış ve Êzîdîlerin kara kaderi kırılmış olur; Êzîdîler için yeni bir tarih başlar.

Êzîdîler tarihlerindeki en önemli süreçlerden birini yaşıyorlar. Nasıl ki Ortadoğu genelinde eski dengeler yıkılmış yeni dengeler süreci yaşanıyorsa, genel olarak Kürtler ve özelde de Êzîdîler için de bu durum yaşanıyor. Bu açıdan Êzîdîlerin bu dönemi iyi değerlendirmesi gerekiyor. 74. Fermanın yaşanması da hala çok sıcak olduğundan, Êzîdîlerin mevcut durumu kendi lehlerine çevirme çabası gösterme gereği vardır. Êzîdîler artık 3 Ağustos öncesi gibi yaşayamazlar. Siyasal, toplumsal, kültürel ve öz savunma konumları eskisi gibi olamaz. 74. Ferman yaşanmamış gibi hiç kimse davranamaz. 

KDP hala eskisi gibi “ben hâkim olayım, benim dediğim olsun” diyor. Bu kabul edilemez. Bu yaklaşım kendisinin de sorumlu olduğu 74. Fermanı yok saymak olur. Êzîdîlere bundan büyük hakaret olamaz. Êzîdîler Şengal’de öz savunmalarını, meclis ve özyönetimlerini oluşturmuş. Bunları yok sayıp Şengal’de sadece benim peşmergem olsun, benim yönetimim olsun demek Êzîdîlerin çektiği acılarla alay etmek olur. Hem Êzîdîlere acılar yaşatılacak, hem de Êzîdîlerin yarattığı kurumlar yok sayılıp eskiye devam edilmek istenecek! Bu büyük bir sorumsuzluktur. Bir Kürt partisi olarak KDP’nin bu yaklaşımı bırakması gerekir. 

KDP’liler her konuştuklarında şu Şengal’den çıksın, bu Şengal’de olmasın, herkes yönetimimize uysun diyorlar. Böyle rahat konuşmak gerçekten de anlaşılır değildir. Hiç kimse gelip KDP’yi Şengal’den çıkarmış değildir. KDP’yi Şengal’den çıkaran IŞİD’tir. Gerilla orada IŞİD’e karşı savaşmış, IŞİD’in tümden Şengal’e hâkim olmasını engellemiştir. Bu adımla birlikte Êzîdîler orada öz savunma, özyönetim kurumları oluşturmuşlardır. Bunu 74. Fermandan çıkardıkları derslerle yapmışlardır. Özyönetim ve öz savunmaları olmazsa başlarına her zaman böyle fermanlar geleceğini görmüşlerdir. Êzîdîlerin 74. Fermandan çıkardığı derslerle özyönetim kurmaları ve öz savunma yaratmalarına kim karşı çıkabilir? 

Şimdi çıksın denilen gerilla Şengal’i tutmuş, böylece KDP’nin de yeniden gelmesini sağlamıştır. Hatta Êzîdîler tepkili olduğu halde KDP’nin yeniden benimsenmesini de gerilla ve oradaki oluşumlar sağlamıştır. Bu gerçek ortadayken şu çıksın bu çıksın demenin ne anlamı var? Bunun ne haklılığı ne meşruiyeti var. Hiçbir Êzîdî’nin de bunu haklı ve meşru görmemesi gerekir. 

Eğer KDP olumlu bir rol oynamak istiyorsa oradan çık, bana uy, benim dediğim olacak dememelidir. Herkese gelin birlikte Êzîdîleri özyönetime, öz savunmaya, özerkliğe kavuşturalım demesi gerekir. Artık Êzîdîlerin iradesini esas alması ve Êzîdîlerin bundan sonraki yaşamlarını ve statülerini kendileri örgütlemesi için tüm Kürt partileri, örgütleri ve hareketleri ile ortaklaşması gerekir. 

Êzîdîler KDP’nin ben hâkim olayım demesini doğru bulmuyorlar. KDP’nin yanında gözüken ya da parası için ilişkili olan Êzîdîler bile KDP’nin bu dayatmacı, hegemon yaklaşımından rahatsızdırlar. Dolayısıyla KDP Êzîdîlerle ilişkisini uzun vadeli sürdürecekse, tarih karşısında Êzîdîlere yönelik sorumluluğunu yerine getirecekse şu anki politikalarını bırakması gerekir. Yoksa Türk devletinin her yerde Kürtlere olumsuz yaklaşması ve Şengal’i tehdit etmesi gibi politikaların destekçisi gibi görülür. Çünkü her gün Türk devleti Şengal için tehditler savuruyor, sonradan KDP de “gerilla oradan çıksın, orada bizim yönetimimiz dışında başka bir oluşum kabul etmeyiz” açıklamaları yapıyor. 

KDP merkeziyetçi anlayışı bırakmalı; Şengal’in özerkliğini tanımalıdır. Êzîdîler Kürt’tür, ama özgünlüğü ve farklılığı vardır. Özerkliği gerektirecek bir farklılık ve özgünlük içindedirler. Dolayısıyla özerklik kopma değil bütünleşmektir. Artık dünyanın birçok yerinde genel anlayış budur. Bu anlayışı sadece Kürtlere düşman olan Türkiye kabul etmiyor. Benzer bir anlayış İran ve Suriye’de de var. Yıllarca özerk olayım, bağımsız olayım diyen KDP’nin Êzîdîlerin özyönetim isteğine karşı çıkması tutarsızlık olmaz mı? 

KDP’nin artık Êzîdîlerle ilişkisini yeni biçimde kurması şarttır. Benim perşmergem olsun demeyecek. Êzîdîler kendi öz savunmaları için bir oluşum yaratacaklardır. Bu öz savunmaları da demokratik zihniyetin gereği Êzîdîlerin meclisine ve özyönetimine bağlı olur. Sonradan da Başurê Kürdistan Federasyonu ve Irak’la ilişkileri düzenlenir. Yoksa bazı Êzîdîleri peşmerge yapmak, bazı Êzîdî ileri gelenlerini yanında tutmak demek biz de Êzîdîlerle çalışıyoruz demek değildir. Êzîdîler ilk önce özyönetim ve öz savunmalarını kurarlar, ondan sonra bunlarla yeni bir hukuk oluşur. Bütün partiler ve örgütler Êzîdîlere böyle yaklaşmalı; Êzîdîler de tüm parti ve örgütlerden bunu istemelidir. Bunun dışındaki her yaklaşım 74. Ferman öncesi durumu dayatmak olur. Bu da en başta katledilen Êzîdîler ve kaçırılan kadınlara saygısızlık olur. Yerinden yurdundan edilen yüzbinlerce Êzîdî’nin çektiği acıları görmemek olur. 

Sadece KDP’yi eleştirmek ve doğru yaklaşım göstermesini istemek yetmez. Êzîdîler de kendi yaklaşım ve tutumlarını gözden geçirmelidirler. Êzîdîler 74. fermanı yaşadılar, yüz binlercesi göç etti, birçok sıkıntı çekti. Ancak Êzîdîlerin kendi içinde dayanışması yetersiz kaldı. Hep şuradan buradan destek gelsin yaklaşımı içinde olundu. Hâlbuki Êzîdîler seferberlik halinde tüm imkanlarını Şengal’e akıtabilirlerdi. Çünkü Şengal var olmadan, Şengal’i yeniden ayağa kaldırmadan Êzîdîler varlığını sürdüremezler. Hiç kimse Avrupa, Rusya ya da Ermenistan’da Êzîdîliği koruyamaz. Hâlbuki Avrupa ve Rusya’da Êzîdîlerin bazı imkanları bulunmaktadır. Biraz kendi yaşamlarından kıssalar çok önemli destekler sunarlar. Şöyle arabam olsun, böyle evim olsun, şuyum olsun, buyum olsun demek yerine Şengal’in ve göç eden Êzîdîlerin durumu düşünülüp yaratılan birikimin bir kısmı buralara aktarılabilirdi. Hiç yapılmadı değil, ama Êzîdîlerin imkanlarına göre çok az bir katkı sunulmuştur. Bu eksikliğin giderilmesi gerekir. Yoksa Avrupa’da ve Rusya’da hiçbir şey Êzîdîliği ayakta tutamaz.

Esas ferman Avrupa’da yaşanıyor. Êzîdî gençler giderek kendi değerlerinden kopuyorlar. Sadece Avrupa’daki maddi uygarlık ve tüketim toplumunun imkanlarına kavuşmak biçiminde bir amaç ve yaşam gerçeği içinde kendi değerlerinden uzaklaşıyorlar. En başta da Êzîdîliği var eden topraklarla bağları kalmıyor, Avrupa’yı vatan ediniyorlar. Bu gidiş birkaç kuşak sonra Avrupa’da Êzîdîliğin tanınamaz hale gelmesi olacaktır. Êzîdî toplumunun ve gençlerinin Avrupa’daki yaşamının sorgulanmasının zamanı gelmedi mi? Avrupa’daki Êzîdîlerin mevcut durumlarını ve geleceklerini sorgulamaları gerekir. Günlük yaşam içinde, tüketim toplumu peşinde Êzîdî gerçekliğinden kopmak en büyük ferman içinde eriyip yok olmak anlamına gelir. 

Êzîdîler çok çocukludur. Ancak çok çocuklu olmak Êzîdîleri kurtarmaz. Öyle ki bir çocuğu gerillaya katılsa sanki Êzîdîler eksilecekmiş gibi bir yanlış yaklaşım var. Hâlbuki Êzîdî gençler ne kadar politik olurlarsa, Êzîdîlerin özgür ve demokratik yaşayacağı bir Kürdistan ve Ortadoğu mücadelesi verirlerse o zaman Êzîdîlerin geleceğini güvenceye almış olurlar. Kürtler Ortadoğu demokratikleşmeden varlıklarını güvenceye alabilirler mi? Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşmadan, Kürdistan ve bölge ülkeleri demokratik bir zihniyete ve Demokratik Ulus doğrultusunda bir toplumsal yaşama kavuşmadan Êzîdîler varlıklarını güvenceye alabilirler mi? 

Şengal’de şimdi bir öz savunma oluşuyor. Kaç genç Avrupa’dan ve Rusya’dan gidip buradaki öz savunma oluşumuna katılmıştır; Şengal’deki özyönetim çalışmalarına katılmış ve Şengal’in özerk bir statüye kavuşması için katkı sunmuştur? Bu soruların sorulması gerekiyor. Çünkü Êzîdîler normal bir süreçten geçmiyorlar. 

Herhalde dünyada bu durumda olan başka bir toplum olsaydı her aile en azından bir gencini kendini var eden toprakların öz savunması ve özyönetimi için gönderirdi. Çünkü Êzîdîler kendilerine sahip çıkacaklar ki, başkalarının da Êzîdîlere sahip çıkmasını beklesinler. Şu anda en temel sorunlardan biri Êzîdîlerin örgütlü toplum haline gelerek kendilerine sahip çıkma sorunudur; Özellikle de Êzîdî gençlerin öz topraklarına ilgi göstermesi ve buralardaki çalışma ve mücadelede yer alması sorunudur. Gençler açısından sadece destekçi olmak yetmez. Miting ve toplantılara katılımla Şengal’deki sorunlarla ilgilenmek gençler için yetersiz kalır. Bizzat yüzlerini Kürdistan’a ve Şengal’e dönmeleri gerekir. Ne zaman Avrupa ve Rusya’dan gençler yüzlerini Kürdistan ve Şengal’e dönerlerse o zaman 74. fermandan ders çıkarılmış ve Êzîdîlerin kara kaderi kırılmış olur; Êzîdîler için yeni bir tarih başlar. 

 
KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA