KCK: Barzani'nin açıklamaları Kürtlerin özgürlük mücadelesine fayda getirmez

Neçirvan Barzani’nin Şengal ve Rojava’yla ilgili söylediklerine ilişkin açıklama yapan KCK, “bu tür açıklamaların yapılmasının Kürt halkının özgürlük mücadelesine hiçbir biçimde fayda vermeyeceği açıktır” dedi.

KCK Dış İlişkiler Komitesi, Başurê Kürdistan Federasyonu Başbakanı Sayın Neçirvan Barzani’nin bir kuruluşun hazırladığı paneldeki konuşmasında Kürt Özgürlük Hareketi'ne adil, vicdani ve hakkaniyetli olmayan suçlamalarda bulunduğunu belirterek, “Özellikle Şengal ve Rojava’yla ilgili yapılan açıklamaları kabul etmek mümkün değildir. Farklı ülkelerden gelen konuşmacıların da olduğu bir ortamda kullanılan ifadeler talihsiz olmuştur. Ulusal birliğe en fazla ihtiyaç duyulan bir süreçte bu tür açıklamaların yapılmasının Kürt halkının özgürlük mücadelesine hiçbir biçimde fayda vermeyeceği açıktır” dedi.

Gerillanın Şengal’de IŞİD’e karşı direnerek Êzidîleri bir soykırımdan kurtardığını vurgulayan KCK, “Gerilla ne peşmergelerden ne de KDP’den Şengal’i almıştır. Aksine Şengal’in tümden IŞİD’in eline geçmesini engelleyerek peşmergenin de Şengal’e girmesini sağlamıştır. Gerilla Şengal’de Êzidîlerin özyönetimlerini ve öz savunmalarını kurmada yardımcı olmuştur. Şu anda Şengal’i savunan Şengal Öz Savunma Birlikleri olan YBŞ’dir. Şengal’de Êzidîlerin meclisleri ve özyönetimleri bulunmaktadır. Bu açıdan her siyasi gücün Şengal’deki muhatabı oradaki özyönetim ve özsavunma güçleridir. Şengal’de Êzidîlere ait özyönetim ve özsavunma güçleri yokmuş gibi Şengal ile ilgili konuşmada sadece PKK’den söz edilmesi gerçekliği çarpıtmak olmaktadır.

“PKK olduğu müddetçe Şengal’e yardım gitmez, halk dönmez” demek tamamen Başurê Kurdîstan yönetiminin olumsuz politika ve uygulamalarını örtmeye yönelik bir algı yaratma çabasıdır. Şengal’e yardım gitmesini önleyen de halkın gidişine engel çıkaran da Başurê Kürdistan yönetimidir. Bu uygulamalar Başurê Kurdîstan hükümeti içinde yer alan diğer partilerin onayı alınmadan yapılmaktadır” diye belirtildi.

‘KDP ŞENGAL’İ KUŞATMIŞ VE TAM BİR AMBARGO UYGULAMAKTADIR’

“KDP Şengal’i kuşatmış bulunmaktadır. Şengal üzerinde tam bir ambargo uygulamaktadır” denilen açıklamada, şu hususlara dikkat çekildi:

“Şengal’e giden hiçbir yardıma izin vermemektedir. Şengal’e giden heyetlere de izin verilmemektedir. Sêmalka sınır kapısı da kapalı olduğundan Rojava Kürdistan üzerinden de Şengal’e yardım ulaştırılması engellenmektedir. Rojava Kürdistan'ı kıt imkânlarıyla yardım yapsa da bu Şengal için yeterli olmamaktadır. Bu açıdan Başurê Kürdistan yönetimi Şengal üzerindeki kuşatmaya ve ambargoya son vermelidir. Şengal'deki YBŞ ve özyönetim organlarının hiçbir yardıma engel olma durumları yoktur. Bu açıdan Sayın Barzani’nin belirttiklerinin gerçekle ilgisi yoktur.

Başurê Kürdistan yönetimi politika ve uygulamalarıyla Şengal'e yardımı teşvik edeceğine, bu tür konuşmalarla yardım yapmak isteyenleri ürkütmesi kabul edilecek bir yaklaşım değildir. Sayın başbakan bu tür ifadeler kullanmak yerine herkesi Şengal'deki Êzidî halkına yardım yapmaya çağırmalıydı. Ancak bu sorumluluk ve görev yerine getirilmemektedir.

 Êzidîlerin topraklarına dönme konusunda da sayın Neçirvan Barzani kendilerini sorumlu tutmalıdır. Şu anda YBŞ ve Êzidî özyönetim organları yanında KDP peşmergeleri ve siyasi sorumlular da Şengal'de bulunmaktadır. Bu gerçeği görmeden PKK'yi suçlamak çok ucuz bir yaklaşım olmaktadır.

‘KDP ŞENGAL’DE SÜREKLİ GERİLİM YARATMAKTADIR’

KDP politikaları ve uygulamalarıyla sürekli Şengal’de gerilim yaratmaktadır. Öte yandan özellikle KDP yöneticileri sürekli Şengal halkını Türk devletiyle korkutmaktadır. Böylece YBŞ ve özyönetim organlarının kendilerine teslim olması dayatmasını yapmaktadır. Êzidî halkı 3 Ağustos öncesine dönmek istemiyor. Öz savunmasının olmaması ve özyönetime sahip bulunmaması soykırımla karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. KDP ise Êzidîlere soykırım getiren 3 Ağustos öncesi durumu yeniden yaratmak istiyor. Êzidîlerin Şengal’e dönüşünde yetersizlik varsa KDP'nin bu dayatmalarının ve Türk devletinin saldırı yapabileceği konusunu şantaj olarak kullanmasının rolü belirleyicidir. Çünkü Êzidîler öz savunmasız ve özyönetimsiz bir Şengal'i kendileri için tam güvence görmüyorlar. Dolayısıyla KDP, Şengal'de Êzidîlerin öz savunması olacak, Êzidîler özerklik içinde kendi kendilerini yönetecek, her türlü saldırı ve işgal karşısında Êzidîlerin yanında olacağız yaklaşımını ortaya koyarsa dönmede tereddütlü olanlar da Şengal'e dönerler.

Hiç kimse gerillayı ve PKK'yi Êzidî halkının dönüşünü engellemekle suçlayamaz. Gerilla IŞİD'in Şengal'i işgal etmesine izin vermeyerek, Şengal'i IŞİD’ten kurtarmada tarihi rolünü oynayarak ilk önce halkın Şengal'de kalmasını sağlamış, sonra da geri dönüşün yolunu açmıştır. Êzidî halkı en zor dönemde 15 bin nüfus olarak YBŞ ve gerillanın korumasında ve Rojava devriminin yardımıyla Şengal dağında kalarak Êzidî halk tarihinin en büyük iradi duruşunu göstermiş ve var olma mücadelesini vermiştir. Şengal'in Êzidî toprağı olarak kalmasında, en ağır kış koşullarında Şengal'de kalan Êzidîlerin rolü belirleyici olmuştur.

Bu gerçeklik ortadayken Şengal'e kuşatma ve ambargo koymak, ‘Türk devleti saldırır’ diyerek YBŞ’ye ve özyönetim organlarına şantaj yapıp teslim olma dayatmasında bulunmak ne siyasal ne ahlaki ne vicdani olarak kabul edilebilirdir. Neçirvan Barzani yaptığı açıklamayla PKK ve gerillayı töhmet altında bırakıp kendi politikalarını kabul ettirmeye ve 3 Ağustos 2014 öncesi durumu yeniden yaratmaya çalışmaktadır. Tüm açıklamalarının amacı bu olmaktadır.

‘BARZANİ VE KDP’YE DÜŞEN GÖREV SORUNLARI ÊZİDÎLERİN ÖZYÖNETİM ORGANLARIYLA ÇÖZMESİDİR’

Başurê Kürdistan Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ve KDP’ye düşen görev, Şengal'de sorunları şantaj ve tehditle değil, doğrudan Êzidîlerin özyönetim organlarıyla çözmek olmalıdır. Şengal KDP, PKK ya da başka bir siyasi gücün hâkimiyet mücadelesi alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Hem KDP hem PKK hem de tüm diğer Kürt siyasi güçlerine düşen görev orada Êzidîlerin ortak özyönetimini ve öz savunmasını sağlamak olmalıdır. Şengal'de hiçbir Êzidî güç, toplum ve çevre dışlanmadan, ortak meclis ve öz savunmalarını yaratma KDP, PKK, YNK ve tüm siyasi güçlerin çabası ve desteğiyle sağlanmalıdır.

Şengal üzerinden karşılıklı şantaj, tehdit ve meydan okumalara değil, bir araya gelerek Êzidîlerin bir daha soykırıma uğramayacağı bir özyönetim ve öz savunma sistemi kurmaya ihtiyaç vardır. Kürt siyasi partiler tarafından bu tutumlar ortaya konulduğunda sadece tüm Kürtler değil, BM, Avrupa Birliği, tüm uluslararası güçler ve kuruluşlar da Şengal'in özerkliği, özyönetim ve öz savunmasına destek verecektir. Zaten Êzidîlerin bir kez daha soykırım yaşamaması için Êzidî halkının özerk yaşamı ve öz savunması için garantör olmaları tarihin, insanlığın, vicdan ve ahlakın Kürt siyasi güçlerine, BM, AB ve tüm uluslararası kuruluşlara verdiği sorumluluk olmaktadır.

‘BARZANİ’NİN ROJAVA İÇİN SÖYLEDİKLERİ GERÇEKLERİ İFADE ETMEMEKTEDİR’

Sayın Neçirvan Barzani’nin Rojava için de söyledikleri gerçekleri ifade etmemektedir. Rojava Devrimini Rojava Kürdistan halkı gerçekleştirmiştir. Kuşkusuz Önder Apo'nun yirmi yıl kaldığı ve çalıştığı alan olarak devrim Önder Apo çizgisinde gerçekleşmiştir. Rojava Devrimini doğrudan PKK'nin yönettiği bir devrim olarak görmek Rojava halkına haksızlık olmaktadır. Rojava Devrimini gerçekleştiren kadroların bir kısmının eskiden PKK’li olmaları bu gerçeği değiştirmez. Çünkü Kürt Özgürlük Hareketi'nin mücadelesi içinde binlerce Rojavalı genç katılıp mücadele ettiği gibi, binlerce Rojhılatlı ve Başurê Kürdistanlı genç de katılmıştır. Kuşkusuz Rojava Devrimini desteklemekteyiz. Kürdistan'ın en küçük parçası olarak sadece bizlerin değil, tüm Kürt siyasi güçlerin de tüm Kürdistan halkının da Rojava Devrimini destekleme sorumluluğu bulunmaktadır.

Rojava Devrimiyle ilgili aleyhte propagandayı Türk devleti yapmaktadır. Sayın Neçirvan Barzani’nin Rojava Devrimiyle ilgili söylediklerini her gün AKP iktidarının yöneticileri ve kalemşörlerinin ağzından duymaktayız. Rojava Devrimini dünya halkları demokrasi ve özgürlükleri için örnek bir devrim olarak değerlendirirken, Sayın Neçirvan Barzani’nin Türk devlet yetkilileri gibi değerlendirmesi doğru olmamaktadır. Sayın Neçirvan Barzani’nin de, başka bir Kürt siyasi gücü ve şahsiyetinin de Rojava Devrimi için eleştirileri olabilir. Ancak “PKK Rojava üzerinden meşrulaşmak istiyor, Rojava Devrimi meşrulaşmayacak ve kaybedecektir” gibisinden olumsuz bir değerlendirmede bulunmak Sayın Barzani’nin kişiliğine uygun sözler olmamıştır.

PKK meşru ve Kürt halkının özgürlük mücadelesini veren bir örgüttür. Dolayısıyla Rojava üzerinden meşruiyet sağlama gibi bir sorunu ve kaygısı yoktur. Tek isteğimiz Rojava Devriminin başarılı olması ve bu temelde Başurê Kurdîstan dahil tüm Kürt halkının güçlenmesidir.

‘BİZ HER ZAMAN BİRLİKTEN YANA OLDUK’

Biz her zaman Rojava’daki siyasi partilerin birlik olmasından yana olduk. Rojava Devriminin asayiş ve güvenlik yasalarını kabul eden tüm siyasi örgütlerin serbest örgütlenme ve siyasi çalışma yapmasından yana olduğumuzu her zaman kamuoyuna deklare ettik. Rojava’daki sorunların oradaki örgütler arasında demokratik ilkeler çerçevesinde çözülmesi gerektiğini vurguladık. KDP ile ilişkilerimizde de her zaman Rojava’daki örgütler arası birliğin yaratılması; tüm siyasi güçlerin Rojava’daki siyasi, toplumsal ve ekonomik yaşama katılmasını sağlaması konusunda birlikte çaba yürütmemiz gerektiği yönündeki düşüncelerimizi ortaya koyduk. Zaten KDP’yle birlikte bu yönlü çözümleri sağlama yönündeki çabalarımız da sürmektedir.

KDP’yle hem Şengal’de hem Rojava’da yaşanan sorunlar konusunda görüşmelerin sürdüğü, ortak çabaların yürütüldüğü bir süreçte bu tür açıklamaların yapılması iyi olmamıştır. Özellikle Hareketimizi suçlayan ifadeler kullanması beklemediğimiz bir yaklaşım olmuştur. Bundan sonra karşılıklı olarak daha dikkatli olunması, açıklamaların yapıcı olması, içinden geçtiğimiz sürecin bizlerden beklediği yaklaşım olmaktadır.

Bizi kamuoyuna böyle bir açıklama yapmak zorunda bırakan, söz konusu paneldeki konuşma ve kullanılan ifadelerin başka ülkelerden gelen konuşmacılar önünde yapılmış olmasıdır.”