GÖRÜNTÜLÜ

Kürt nüfusuna sezaryen ayarı!

Kürdistan’da hükümetin sağlık politikası kapsamında sezaryenle doğum oranı yüzde 80’i buldu. Sezaryen doğum yapan kadınların sonraki hamilelikleri büyük risk taşırken, uygulama hükümetin Kürt nüfusunu kontrol altına alma planlarını akıllara getirdi.

Doğum oranı en yüksek iller arasında yer alan 1 milyon nüfuslu Van'da, sadece 23 kadın doğum uzmanının hizmet veriyor olması anne ve bebek sağlığını ciddi anlamda tehlikeye atıyor. Bunun yanı sıra devlet politikası haline gelen Kürt nüfusunun azaltılması amacıyla doğumda sezaryen oranı yüzde 80’leri buldu. Sağlık açısından risk taşımasına rağmen artık hastaneye giden her 100 kadından 80’i keyfi biçimde bıçak altına yatırılıyor. Sezaryen doğum yapan kadınların sonraki hamilelikleri büyük risk taşıdığı için önerilmiyor. AKP’nin sağlık alanına getirdiği performans sistemi de bunda büyük rol oynuyor. Hasta ve hekim hakkının hiçe sayıldığı performans sistemi ve devletini özel politikalarını değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şube Eş Başkanı Cengiz Paycu, önemli açıklamalarda bulundu.

Değerlendirmesine kentteki doktor yetersizliğine değinerek başlayan Paycu, doğum oranının yüksek olduğu kentte gerekli önlemlerin alınmaması halinde merdiven altı doğumhanelerin açılabileceği uyarısı yaptı. Paycu, “Hükümet çok çocuk politikasını desteklerken, kadın doğum uzmanlarının nasıl yetiştirilir, sayısı nasıl artırılır politikalarını merkez hükümetin desteklemesi gerekir. Bölgemizde kadın doğum uzmanı hiçbir zaman yüzde 50’nin üzerine çıkmadı. Bunun temel sebebi ise eskisi gibi doktorlar bu bölümü tercih etmiyor. 2004 öncesi ekonomik anlamda getirisi olduğu için yüksek puanla girilen bölüm şimdi ise en küçük puanla girilen bölüm haline geldi. Kadın doğum uzmanlarının iş yükünün ağırlığı, doğum oranlarının sıkıntıların artması ve onlarcasının bu konuda davalık olması nedeniyle kadın doğum alanını tercih etmiyor” dedi.

Van’da bir kadın doğum uzmanına 250’den fazla kadının düştüğünü aktaran Paycu, “Doktor bu kadar hastaya bakabiliyor mu, bakamıyor. Bu yüzden de hekim biraz da rahatını düşünüyor. Her hasta aşırı yük ve tükenmişlik demek. Hekim için iyi sağlık hizmeti sunamamak demek. Bu yüzden de az olan hekimler, kadın doğum uzmanı sayısının fazla olduğu illeri tercih ediyor. Özellikle bir de mevcut hükümetin bölgemizde olumsuz politikaları eklenince mecburi hizmeti bitince ilimizi terk etmektedir. Mevcut iktidarın politikaları nedeniyle şiddete meyilli bir toplum ortaya çıktı. Bu şiddet olayları mevcut hekimlerin bölgemizi terk etmeye sevk etmektedir” diye konuştu.

Hükümetin sağlık politikalarının yap-boz tahtası olduğunu, hastaların denek gibi kullanıldığının altını çizen Paycu, “Devlet yetkilileri sağlıkta yaptıkları yanlışlardan döndüğünde sanki başkası bu hatayı yapmış gibi eleştirmektedir. Performans sistemi yüzünden bütün Türkiye’de sezaryen oranı yüzde 80 arttı. Bizin bölgemizde bunlar uygulanmaya devam ediyor. Hükümetin 3 çocuk politikasının sezaryene ters düşmesine rağmen performans sistemiyle bunu hayata geçirdiler. Bu defa da normal doğumu destekleyecekleri söylenmesine rağmen hekimler geliri fazla olan sezaryene yöneliyor. Normal doğuma oranla daha fazla para verildiği için yanlış veya doğru olduğuna bakılmaksızın sezaryen yapılıyor” dedi.

Paycu, konuşmasının sonunda, hükümeti bir an önce bu politikasından vazgeçmeye ve normal doğumu teşvik edecek bir takvim izlemeye çağırdı.