PEN a Kurd: Güçlerimiz iç barış ve birliği sağlamalı

PEN a Kurd yetkilileri, Hewler'deki konferanslarının önemine değinerek, Kürt güçlerine bir araya gelme çağrısında bulundu.

PEN a Kurd, Kürdistan Parlamenterler Birliği ve İçsel Barış Hareketi’nin organize ettiği Kürdistan’da Barış ve Kardeşlik Konferansı, Kürdistan’ın dört bölgesinden çok sayıda akademisyen, siyasetçi, yazar, aydın ve gazetecinin katılımıyla Güney Kürdistan’ın başkenti Hewler'de gerçekleşti. Konferansta Kürt halkı ve Kürdistan’ın geleceği için önemli tartışma ve değerlendirmeler yapıldı.

Yoğun katılımın olduğu konferansın önemine değinen PENa Kurd yetkilileri, ANF’ye konuştu.

ÖZÇELİK: SONUÇ ALANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ

PENa Kurd Eş Başkanı Osman Özçelik:

‘’PENa Kurd olarak istedik ki iç-kardeş barışını sağlamak için bir eylem gerçekleştirelim. Güney Kürdistan'dan Kürt Parlamenterler Birliği (KPU) ve İçsel Barış Hareketi (BAN) ile görüşmelerimizi sağlayıp böylesi bir süreçte çok ihtiyaç duyulan bir girişimde bulunalım. İstedik ki, Kürt akademisyenleri, Kürt aydınları, sanatçıları ve sivil toplum kuruluşları birlikte barışın sesini yükseltip ulaştırsınlar, Kürdistan siyasi partilerine. Zira Kürt düşmanları geçmişte olduğu gibi bu süreçte de kardeşler arasına nifak sokup, kardeş kanı döktürmek için girişimlerde bulunuyorlar. Bu da Kürt halkı ve Kürdistan için büyük bir tehlike arz ediyor. Biz aydınlar olarak, halkın vicdanı olarak Kürt siyasi partilerine sesimizi duyurmak istedik ki Kürt halkı kardeş kanının dökülmesini asla istemiyor. Var ise sorunlar, bunların demokratik yollar ve diyaloglarla çözülüp aşılması lazım. Bu amaçla bizler bu konferansı gerçekleştirdik ve önemi ile birlikte etki edebileceğine de inanıyoruz. Konferansın sonuç bildirgesini Kürt aydınlarına, Kürt akademisyenlerine, sanatçılarına, sivil toplum örgütlerine, Kürdistan'ın dört bir yanı ve Kürdistan dışında yaşayan bütün halkımıza ulaştırmaya çalışacağız ki sesimize ses, amacımıza destek olsunlar. Bizler bu mealde sonuç elde edinceye kadar çalışma ve mücadelemizi sürdüreceğiz.’’

YUSİV: BARIŞ VE BİRLİĞİN SESİ GÖLGEDE KALMIŞ

Rojavalı PENa Kurd Üyesi, Yazar Helim Yusiv:

"Böylesi bir süreçte, bu anlamda bir konferansın gerçekleşmesi ve Kürt siyasi güçlerine çağrıda bulunması çok ama çok önemlidir. Yıllardır süren kardeşler arasındaki ittifakın ince bir iplikten bağın dışına geçmemesi bir yana, böylesi Kürt düşmanlarının boy gösterdiği bu süreçte bizler istedik ki protestovari bir şekilde bu tutum ve girişimlere karşı ses olalım ve yükseltelim. İstedik ki birbirimize silahları artık doğrultamayalım. Var olan mevcut sorunlar diyalog yolu ile, karşılıklı alışveriş ile sağlanmalı. Siyasi bir çerçevede bunu bu şekilde görüyor ve sınırlandırıyorum ama iç barış ve birlik konusu başlı başına uzun ve kapsamlı bir konudur. Aileden, halktan, eğitimden başlanmalı ki halkın içerisinde sağlam kökler salmaya başlasın. Bu konferansın amacı da buydu ki, bu birbirine cephe tutan kardeşlerin dışında başka bir ses daha vardır. Bu ses te bana göre bu halkın daha çok vicdani anlamda ağır basan yönüdür. Gördük ki bu ses, bu çığlık medya ve basın kuruluşlarında hep gölgede bırakılmış. İstedik ki artık bilinsin, kardeş kanı dökmeye karşı gelen Kürt halkının vicdanı vardır ve vicdanının sesini duyurmaya çalışacaktır.’’

METİNA: UMUDUNU YİTİRENLER HAYATINI DA YİTİRMİŞTİR

PENa Kurd Üyesi, Programcı-Şair Roza Metina:

"Açıkçası böyle manidar içerikli bir konferansın gerçekleşmesini çok geçikmiş olarak görüyorum. Zira ne uğruna emek verirseniz verin, zaman konusunda öncelikli davranıldığında tehlikeler de, riskler de ortadan kalkar ya da daha verimli, olumlu olur. Bu konferansın içeriği açısından da ne çok önemli olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Konferansa verilen isimden de belli olduğu üzere, kardeşler arasında barış ve birliği sağlamak için endekslenmişti. Kaldı ki bütün Kürt halkının böylesi bir bağ ve güçlü ilişkiye çok ihtiyacı vardır. Öyle ki yıllardır biz Kürtler içimizdeki bu birliği tam anlamıyla sağlamış değiliz. Bununla beraber Kürtleri işgal eden, sömüren ve hatta yok etmeye çalışan güçlere karşı mücadeleye vermeye çalışmışızdır. Oysa ki biz Kürtler arasındaki barış ve birlik bağımız oluşmuş olsa, omuz omuza verilen bir dayanışma olsa, bütün gölgeler bertaraf edilecektir, hiçbir güç karşı duramayacaktır. Bugün Rojava ve Güney Kürdistan tek vücut olmayı başarabilseydi Kürt halkı ve kimliğinin kazanımları daha çok hız kazanırdı. Ama maalesef yüz yıllardır bu iç bağlarımızı ortak bir bağ ile güçlendirememişiz. Böylesi bir süreçte, özellikle bu anlamda, bu içerikte bir konferansın gerçekleşmesi hem çok önemlidir hem de kutsaldır. Umudunu yitirenler, hayatını da yitirmiştir, derler. Bu nedenle hiçbir zaman umudumuzu yitirmememiz lazım ve umut ederken de sağlam zeminler üzerine kurmak lazım. Bana göre de bu sağlam zeminimizin en önemlisi, iç barış ve birliğimizi oluşturmamız. Üç çok önemli sivil kurumun ortaklaşa gerçekleştirdiği bu konferansın halk ve Kürt güçlerine konferansın içeriği bakımından tesir edeceğine inanıyorum.’’

ZİNAR: GÜÇLERİMİZ BİR ARAYA GELMELİ

PENa Kurd Üyesi, Yazar-Şair Rodi Zinar:

"Birbirinden çok önemli 3 kurumun gerçekleştirdiği bu konferans tehlike arz eden problemleri çözebilmek için zamanında gerçekleştirildi. Bundan dolayı PENa Kurd, KPU ve BAN Kürt tarihinde kara bir nüsha oluşmaması için, iç barış ve birliği sağlamayı hedefleyerek bu girişimde bulundu. Bundan önce deklare edilen kardeş kanı dökmeyeceğiz dillendirmelerine rağmen günümüzde DAİŞ gibi bir çetenin varlığı başka bir kapı açmaya neden oldu. DAİŞ ve var olan Kürt düşmanlarının kirli girişimleri Kürtler arasında bir huzursuzluğu oluşturmaya çalışıyor. Bunun sağlanmasına izin verilmemeli. Bunun farkında olan bu sivil 3 kurum böylesi anlamlı bir konferansı gerçekleştirdiler. Konferansa katılan onlarca akademisyen, parlamenter, entelektüel ve aktivistler Kürt siyasi güçlerine birbirlerine silah doğrultmamaları için çağrıda bulundu. İstediler ki Kürt halkı ve Kürdistan kendi özünde barış ve birlik içerisinde yaşamalı. Kürt siyasetçileri ve siyasi güçlerinin Kürt halkını birbirinden koparan girişimlere mahal vermemeli, aksine daha birleştirici barış tohumları ekmelidir.

"Bu biliniyor ki Kürt Özgürlük Hareketi hiç netice almadığı halde, düşmanına dahi onlarca defa ateşkes için çağrılarda bulundu. Böylesi bir profilde bile huzur için yollar denenmiş iken neden kardeş kanı dökülmeye neden olunsun ki... Bundan dolayı bizler, aydın olarak, entelektüel ve bu yolda emek veren bireyler olarak siyasetçilerimiz ve güçlerimizin bir defa daha bir araya gelip, barışı ve birliği sağlamasını istiyoruz. Dünyanın diplomasisi önünde bu adımları atmaya mecbur değiliz. Bu tutumumuzu kendi aramızda özel bir şekilde de oluşturup hayata geçirebiliriz. Biz Kürtlerin ortak bir ağzı olması gerekir. Bütün amaçlarımız Kürt halkının çıkarları için olmalı. Kürt halkı bir yanını mağdur bırakmamalı, bir yanını çaresizliğe sürüklememeli; artık tek vücut, tek ses olarak mücadele vermeli.’’