GÖRÜNTÜLÜ

Polis-avukat-doktor-mahkeme dörtlüsünün komplo tezgahı

Evini basan polisler tarafından feci biçimde darp edilerek gözaltına alınan Necmettin Abi (18), kendisini baro avukatı olarak tanıtan emniyet avukatının yönlendirmeleri ile tutuklandı.

Abi, hem bu avukattan, hem 10 gün boyunca işkence yapan polislerden hem de darp raporu vermeyen doktorlardan şikayetçi oldu.

Son bir yılda Van’da polisin komploları sonucu çok sayıda kişi katledildi, katledilemeyenler ise çeşitli komplolarla tutuklandı. Tutuklama furyası şöyle işliyor; polis gözaltına aldıklarını feci biçimde darp ediyor, doktor “sağlam” raporu veriyor, polise çalışan avukatlar ise sanıklara ceza alabilecekleri ifadeler verdirtiyor. Bu oyunun bir kurbanı da 2 ay önce Hacibekir (Xaçort) Mahallesi’nde gözaltına alınarak tutuklanan 18 yaşındaki Necmettin Abi. Evine yapılan baskında gözaltına alınan Abi, polislerce evinin bahçesine bırakılan benzin ve eldiven gerekçe gösterilerek çıkarıldığı mahkemece tutukladı. Üstelik bulunan malzemelerin üzerinde parmak izi de çıkmamıştı. Gözaltına alınırken ailesinin gözü önünde darp edilen Abi, gözaltında kaldığı bir hafta boyunca işkence gördü. Götürüldüğü Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yüzünde yara bere olmasına rağmen doktorlar tarafından “sağlam raporu” verildi. Skandallar bununla da sınırlı kalmadı.

İFADESİNE EMNİYETİN AVUKATI GİRDİ

Abi, gözaltındayken ailesinin ve Van Barosu’nun gönderdiği avukatla görüştürülmedi. Kendini baro avukatı olarak tanıtan, çok sonradan polisin avukatı olduğu ortaya çıkan Salih Taylan Abi’ye, “Sana söylediklerimi yapar ve polisin belirttiği eylemleri üstlenirsen serbest kalırsın” diyerek yönlendirdi. Avukatın söylediği şekilde ifade veren Abi, tutuklanarak Van M Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Daha önce 2 defa daha gözaltına alınan Necmettin Abi, “denetimli serbestlik” şartıyla serbest bırakılmıştı. Bir defasında gözaltına alınırken polislerin başını panzere vurması nedeniyle beyin kanaması geçiren Abi, sık sık tehdit ediliyordu.

‘KENDİLERİ BIRAKTI’

Çocuğunun önceki gözaltına alınmalardan kalan darp ve yara izlerini hala taşıdığını dile getiren Abi’nin annesi Naciye Abi, oğlunun beyin damarlarının zarar gördüğünü ve sürekli doktor kontrolünde olduğunu vurguladı. Oğlunun komplo ile tutuklandığını söyleyen Abi, “2 ay önce gece dışarıdan ses geldi. 10 dakika sonra evimizin kapısını kırdılar. Evimizin her yerini aradılar. Bir şey bulamadılar. Sonra dışarı oğlumu çıkardılar. Sabah yıkadığım ve kapıya bıraktığım sobanın içinden benzin ve eldiven çıkardılar. Ben kendi ellerimle sobayı kapıya bırakmıştım içinde bir şey yoktu. Kendileri bıraktı sobanın içine ve oğluma yıktılar. Sırf ceza vermek için” dedi.

OĞLUNU TANIYAMADI

Oğlunun suçsuz olduğunu söyleyen Abi, “Evimiz baskın yaparken başımıza silah dayadılar. Bir Müslüman böyle yapmaz. Bunlar IŞİD’tir. Küçük oğlumun başına silah dayayıp tehdit ettiler. Oğlum Necmettin’i evden çıkarırken, gözlerimin önünde panzerin önünde 5 kez tekme attılar. Gözaltındayken çok işkence görmüştü. Yüzü gözü şişmiş, kan içinde kalmıştı. Çok dövmüşlerdi tanıyamadı. Buna rağmen hastane götürürken de darp raporu vermediler” diye belirtti.

Gözaltındayken oğluna gönderdikleri avukatın polisler tarafından içeri alınmadığını aktaran Abi, şunları söyledi: “Gönderdiğimiz avukatı oğlum ile görüştürmediler. Oğlumun yaşı küçüktü, suçu günahı yoktu. Polis oğluma ‘Senin avukatın geldi’ deyip kendi avukatını göndermiş. Avukat da oğluma ‘Söylediklerimi yaparsan bırakılırsın. İfadeni ver. Bunları yaptığını söyle. Sabah mahkemede bırakılacaksın. Ben konuştum. Yoksa seni buradan sağ çıkarmazlar’ diyerek istediği şekilde ifade vermesini istiyor. Oğlumu daha fazla ceza alsın diye kandırdılar. Hiçbir suçu yokken, polis ve avukatın yüzünden oğlum yanlış ifade ve sahte delil üretilerek cezaevine atıldı” dedi.

HEPSİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDU

Oğlunu mahkemeye çıkartılırken gördüğünü söyleyen Abi, gözaltındayken görüşmesine izin verilmediğini belirtti. Onu gördüğünde korktuğunu anlatan Abi, “Yüzü gözü kan içindeydi. Dayak yediği o kadar belliyken, mahkeme ‘Sana ne oldu?’ bile demedi. Oğluma bakmadan tutuklanmasına karar verdi. Tutuklandıktan sonra görüşüne giden avukatına, sorgusunu yapan avukattan, darp eden polisten ve darp raporu vermeyen doktordan şikayetçi olduğunu söyledi. Oğlum küçüktür. Ne istediler ondan. Tehdit ile yönlendirdiler. Baro avukat göndermesine rağmen polisin kendi avukatını göndermesini ve çocuğuma yalan ifade vererek cezalandırmasına sessiz kalmayacağım” diye konuştu.

‘OĞLUM DAĞA GİDERSE NASIL KAL DERİM’

Yaşanan ölüm ve tutuklamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sebep olduğunu dile getiren acılı anne, “Çocuklarımıza başka yaşam şansı bırakmıyorlar. Sürekli bizler üzerinde baskı var. Şimdi benim oğlum alıp başını dağa giderse nasıl kal diyeceğim. Bu kadar zulüm karşısında nasıl kal da cezaevine gir diyebilirim. Artık bu savaş dursun. Kimse ölmesin ve tutuklanmasın. Bu savaşta bu kadar can verdik yeter” diye ekledi.