GÖRÜNTÜLÜ

'Roboski’de kadınları mücadele iyileştirmeye başladı'

Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen Roboski Katliamının üzerinden beş yıl geçti.

 

Duygular ilk günkü tazeliğini korurken, mücadele de ısrarla büyüyor. Katliamın ardından gözler uzunca bir süre Roboski halkına çevrildi, bu süre içinde çok yazıldı çok söylendi. Geçen bu süreyi katliamdan sonra Roboski'ye yerleşen barış aktivisti Meral Geylani kadın penceresinden değerlendirdi.

'KADINLAR MÜCADELEYE BAŞLADI'

Roboski katliamından sonra Roboski Köyü'ne yerleştiklerini hatırlatan Geylani, "İlk geldiğimiz süreçte katliam çok yeni gerçekleşmişti. Köydeki bazı kadın arkadaşlar konuşamıyordu. Çok zayıflamışlar. Kimseyle göz bağlantısı yapmıyorlardı. Kadınlar mücadele ederek iyileşmeye başladılar. Adalet arayışı, faillerin arayışı kadınları birazcık olsun mutlu etmeye yaradı. Bazı annelerin okuma yazması yok ama öyle bir konuşma yapıyor ki... Oturup ağlamaktansa mücadeleye katılmaları onları daha da kuvvetli yaptı" şeklinde ifade etti.

'ANCAK ACI DİPTE HEP DURUYOR'

Roboski'ye ilk geldikleri süre içinde kadınların sadece siyah giysiler giydiğini aktaran Geylani, "Düşünün katledilen çocuklarının bedenlerini görmüşler. O güne kadar rengarenk ışıl ışıl giyinen kadınlar siyah giymeye başladı. Mücadeleye katıldıkça renkler eksisi gibi rengarenk olmaya başladı. Evlenen kadınlar gelinlik yerine siyah bir elbise giyiyordu. Halay çekilmiyordu. Bu mücadele ile değişmeye başladı. Katliamdan sonra ilk kez 7 Haziran seçimleri sonrasında halay çekildi. Ancak acı dipte hep duruyor. O acı ortadır" dedi.

'DAVALAR AÇILDI, MÜCADELE DAHA ÇOK BÜYÜDÜ'

Kadınların mücadele etmelerinin bir hakaret olarak algılandığı dile getiren Geylani şöyle devam etti: "Onlara dava açıldı. Çocuklarınız eşleriniz bombalarla katlediliyor, duygularını açtıkları için dava açılıyor. Bu dünyanın neresinde vardır. Katliamdan 500 gün sonra katliamın yapıldığı noktaya gidildi. Onun için bile dava açıldı. O noktayı görmek insanlar için çok rahatlatıcı oldu. Oraya yol yapıldı. Orada o katliamı yansıtacak küçük bir anıt olmalıydı. O davalardan sonra mücadele hiç katılmamış kadınlar bile katılmaya başladı."

'İNSANLARLA BİRLİKTE YAŞAMAK GEREKİYOR'

Yoğun baskılar altında olduklarına dikkat çeken Geylani, "Çözüm sürecinde köyümüzde kuleler yükseltildi. Barışa daha çok temel atılması gerekirken, kalekolların temeli atıldı. Buraya gelip gidenlerde bir günlük çalışma olarak geliyor. Çalışmalarda devam edilmesi gerekiyor. Burada bir süre kalmak gerekiyor. Çünkü buranın buna ihtiyacı var. Gelip gitmek değil, insanlarla birlikte yaşamak gerekiyor" diye konuştu.