Roboski’de katledilenlerin öyküleri – 3

Acının çok taze olduğu Roboski’de, gülüşler hala eksik. Gidenlerin fotoğraflarının asılı olduğu duvarlar, yarım kalan hayatları sanki tamamlıyormuş gibi süslü.

Roboski’de katliamın beşinci yıl dönümü yaklaşırken, 36 kişinin hikâyelerini yeniden hatırlatmak istedik.

Şırnak Uludere ilçesinin Roboski ve Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi 28.12.2011’de Türk Savaş uçaklarıyla bombalanarak katledildi.

Katliamın beşinci yıl dönümü yaklaşırken, sorumlular halen ortaya çıkarılmadı. Ölümlerin sayıyla ifade edildiği bir dönemde Roboski’de katledilenlerin hikayesini ANF olarak yeniden hatırlatacağız.

Acının çok taze olduğu Roboski’de, gülüşler hala eksik. Gidenlerin fotoğraflarının asılı olduğu duvarlar, yarım kalan hayatları sanki tamamlıyormuş gibi süslü.

SERHAT ENCÜ

Serhat Encü ailesinin üçüncü çocuğu. Lise 1’den sonra okulu bırakarak üniversitede okuyan ağabeylerine destek oluyordu. Annesi, Serhat ne zaman kaçağa gitse günlerce onu beklermiş hiç uyumadan. O günde en yakın arkadaşı Celal’le birlikte gitmişlerdi kaçağa. En iyi iki arkadaş çıktıkları ekmek parası yolunda bu kez can verdiler.

CELAL ENCÜ

Celal Encü, 12 yaşındaydı. Altı nüfuslu fakir bir ailenin son çocuğuydu. Annesini beş yıl önce kaybetmişti. Ailesinin maddi koşulları onun 8. sınıfa kadar okumasına müsaade etti. Sonra o da ailesinin geçimi için sınır ticaretine başladı. Futbol oynamayı çok severdi.

HÜSEYİN ENCÜ

Hüseyin Encü 1991 doğumlu. Ailesinin en büyük çocuğuydu. Yaşının kardeşlerinden büyük olmasıyla o da başlamış babasıyla çalışmaya. Çalışmasına rağmen liseye kadar okuyabilmiş. Diğer kardeşleri kaçağa gelmesin diye o yüklenmiş bütün yükü. Ev halkı o sınıra gittiğinde uyumazdı.

CEMAL ENCÜ

Cemal Encü 1994 yılının soğuk bir gecesinde doğmuş. Öldürüldüğünde 17 yaşındaydı. Yoksuldular bu nedenle de lisedeyken başladı kaçağa. Hem ailesine bakıyor hem de okul masraflarını çıkarıyordu. Okul kantinine olan borcunu ödeyebilmek için o gün o da gitmişti kaçağa. Yürüyemeyen annesi bomba sesleri sonrası o yolu koşarak aşmıştı.

SALİH ÜREK

Salih Ürek daha 16 yaşındaydı. Gecenin karanlığında ve soğuk karın koynunda beş saat ölümle pençeleşen 34'lerden o da. Lise son sınıftaydı. Okulu bitirip üniversite okumak istiyordu. Köyüne doktor olarak gelmek için çok ders çalışması gerektiğini biliyordu.

YÜKSEL ÜREK

Babası kaza geçirip çalışamaz olunca liseyi ilk senesinde bırakmak zorunda kaldı. 8 nüfuslu bir ailesi vardı. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için kar-çamur demez kaçağa giderdi. O da diğerleri gibi küçücüktü. Yoksulluktu diğerleri gibi ortak paydası.

BEDRAN ENCÜ

Bedran Encü, 9 nüfuslu bir ailenin en büyük çocuğuydu. 13 yaşındaydı. Lise 8. sınıfa gidiyordu. Avukat olmak istiyordu. Ailesinin yoksulluğunun farkındaydı. Kendi okul masraflarını karşılayabilmek için başlamıştı kaçağa. Amcasının oğlu Şivan'la beraberdi o gece de.

Yırtık elbiselerinin cebinden 20 lira para ve bir de kek bulmuş babası. Günlerce kopan bacaklarını aramış babası, hala da bulamamış.

 

ADEM ANT

 

Adem Ant, evin en büyük çocuğuydu. Ailesi 12 kişiden oluşuyordu. Bütün yük diğerleri gibi onun üstündeydi. Babası her iki gözünden de ameliyatlı olduğu için kaçağa Adem giderdi.

Nişanlıydı. Evlenince eşiyle birlikte Şırnak’a yerleşecekti. Yaza biraz para toplayıp düğün yapacaktı. Bir gün yine kaçaktayken açılan ateşle yaralanmıştı. Nişanlısı yasaklamıştı kaçağı ama onunda ortak paydası olan yoksulluk itmişti kaçağa.

SELAM ENCÜ

Selam Encü ailesinin en büyük çocuğuydu. İçine kapanık ve utangaçtı. İki yıllık inşaat bölümünü bitirmiş, inşaat mühendisliğine geçiş için sınava hazırlanıyordu. Sınava giriş parası istediğinde babası "biraz beklemesini" söylemişti; bu söz yokluğun diğer adıdır Roboski’de. Sınav ücreti için başlamıştı o da kaçağa. Mühendis olabilmek için 23 yaşına giremeden öldürüldü o da. Diğerleri gibi eksik kaldı hikayesi.

ASLAN ENCÜ

Aslan Encü’den daha önce kaçağa giden abisi mayına basarak sakat kalmıştı. 10 kardeşe bakmak ona düşmüştü bu sefer. Hem ailesine bakacaktı hem de abisinin eskimiş protez bacağını değiştirecekti. Keklikleri çok severdi. Annesini sıkı sıkı tembih ederdi susuz bırakmaması için.

HAMZA ENCÜ

Hamza Encü’nin de ortak paydası yoksulluktu. Küçük yaşta başlamıştı kaçağa. 24 yaşındaydı. Okuyamamıştı ama kardeşlerini okutmak için çabalıyordu. Ailesine sadece kolu ve bacağı teslim edilmişti. 80 kiloluk Hamza'sının on kilosuna iki gün sonra kavuşabilmişti annesi.

Bedeninin 70 kilosu Roboski'nin dağına bayırına savrulmuştu. Annesi her dağa, her taşa fatiha okuyor şimdi.

YILMAZ ENCÜ

Yılmaz Encü, operatör yardımcısı, düğünlerin halay başı, köyün yakışıklısı. 36. Roboskili o da. Aynı yer aynı saat: 15 Nolu Sınır Taşı, 21.40. Tam o yerde yağmıştı ya ateş topları 34’ün üstüne. Adalet sağlanmış olsaydı eğer yaşanmayacaktı bu 2. Roboski Katliamı da.

VEDAT ENCÜ

Vedat Encü 10 çocuğun ikincisiydi ailesinde. Lise 2 öğrencisiydi. Onunda ortak paydası yoksulluktu. İyi futbol oynardı. Köyün doktorsuz sağlık ocağına doktor olmaktı hayali. Zoruna gidiyordu bu dağ başında doktorsuz sağlık ocağı. Roboskili bir doktor olup doktor, avukat, öğretmen olacak gençlere hem örnek hem de yardım edecekti.

Yakın akrabalarından 6 kişi 28 Aralık 2011’de katledilmişti aynı saat ve yerde. Öğretmenleri okuldan alacağı kupayla madalyayı taziyesine getirmişti. Yaşasaydı “karnesiyle birlikte verecektik” demişti.