Rusya’nın St. Petersburg kentinde toplanan G20 zirvesinde katılan ülkelerden 11’i ortak bir deklarasyonla BM Güvenlik Konseyi onayı olmadan askeri bir müdahaleden yana olduklarını bildirdi. Dünya kamuoyunun desteğini almayan ABD ve Fransa öncülüğündeki bu grup, başını Rusya’nın çektiği geniş bir blokla karşı karşıya bulunuyor.

Beyaz Saray yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan, Avustralya, Kanada, Güney Kore, İspanya, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya ve Türkiye, St. Petersburg’daki G20 zirvesi sırasında ortak bir deklarasyon kabul ettiler” dedi.

İmzacı ülkeler her zaman BM Güvenlik Konseyi’nin kesin bir kararına uyduklarını söylerken, iki buçuk yıldan beridir Konsey’in tıkandığına dikkat çektiler. Deklarasyonda, “Dünya, Suriye’nin ancak acılarını ve bölgedeki istikrarsızlığı arttırabilen sonu gelmez prosedürlerin başarısızlığını bekleyemez. ABD ve diğer ülkelerin kimyasal silah yasağına saygıyı güvenceye alma yönündeki çabalarını destekliyoruz” denildi.

İmzacılar arsındaki Suudi Arabistan, Türkiye, Fransa ve İngiltere zaten başından beri Esad karşıtı silahlı grupları destekliyordu. Suudi Arabistan ve Türkiye’nin mali, askeri ve diplomatik desteği açık bir şekilde görülüyor.  İngiltere parlamentosu askeri bir müdahaleye onay vermemişti.

OBAMA: BM GÜVENLİK KONSEYİ TIKANMIŞ

ABD Başkanı Barack Obama da zirve sonrasında düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı açıklamada “BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan güve başvurmak kabul edilemez ama bu ilke Konsey’in eylemsizliği halinde işlemiyor” dedi.

Obama, “BM Güvenlik Konseyi pratikte Suriye’deki sorunu çözme yönlü girişimlerinde tıkanmış durumda” dedi ve ekledi: “Mahkumiyetler ve kararlar, uluslar arası normların ihlaline bir son vermek için kendi başlarına yeterli değiller.”

KONGRE YEŞİL IŞIK YAKMAZSA OBAMA MÜDAHALE ETMEYECEK

Obama ayrıca Amerikan Kongresi’nden yeşil ışık almasının da çok zor olduğunu kabul etti.  Gelecek hafta Kongre’nin Suriye’ye yönelik askeri müdahaleyi oylaması bekleniyor. Obama, Salı günü soruna ilişkin Amerikalılara seslenecek. Kongre’ye de Pazartesi gününden itibaren bir not verilmesi bekleniyor. Obama’nın danışmanlarına göre, ABD Başkanı’nın, Kongre’nin kendi kararına karşı bir tutum ortaya koyması halinde askeri müdahalede bulunma niyetinde olmadığını belirtti.

FRANSA ABD KONGRESİ VE BM RAPORUNU BEKLEYECEK

ABD’nin izinden giden Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, yalnız kalmadığını savunarak, BM Güvenlik Konseyi’nin bir görüşü çerçevesinde müdahalede bulunmanın daha iyi olacağın belirtti.  Hollande, BM müfettişlerinin Suriye’ye ilişkin kimyasal silah raporunu bekleyeceğini belirtti. “Amerikan Kongresi’nin bekleyeceğimiz gibi müfettişlerin raporunu da bekleyeceğiz” diyen Hollande, BM raporunun her halükarda “sınırlı” olacağını zira kimyasal silahları kimin kullandığına ilişkin bir tespit yapmayacağını ifade etti. Raporun hızlandırılmasını isteyen Hollande, BM raporu ardından da Güvenlik Konseyi mahkumiyete dahil olmazsa, “geniş bir koalisyon” kurulacağını ve “kurulmakta olduğunu” söyledi.

Hollande yalnız olmadığını söylese de Avrupa Birliği ülkelerinde BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan askeri bir müdahaleye destek bulunmuyor. Berlin açık bir şekilde operasyona katılmayacağını açıkladı. Gelişmekte olan ülkeler şeklinde sınıflandırılan büyük ülkeler de askeri müdahaleye karşı çıktılar. Bunların başında Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Arjantin ve Endonezya geliyor.

Fransa’daki sosyalist hükümet, Avrupalı ortaklarından sonra Fransız kamuoyu tarafından da yalnız bırakıldı.  Ifop anket kuruluşu tarafından Le Figaro gazetesi için yapılan kamuoyu yoklamasında Fransızların yüzde 64’ü Suriye’ye yönelik “uluslar arası bir askeri müdahaleye” karşı olduğunu söyledi.

Eylül ayında yapılan bu anket François Hollande’a desteğin çöktüğünü gösteriyor. Şubat 2012 ile Ağustos 2013 arasında yapılan anketlerde askeri müdahaleyi desteklemeyenlerin oranı yüzde 49 ile 41 arsında değişiyordu.

RUSYA’NIN TUTUMU DEĞİŞMEDİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile mevkidaşı Obama arsında da St. Petersburg’da bir görüşme gerçekleşti. Putin, görüşmenin iyi bir atmosferde geçtiğini ancak tarafların kendi pozisyonları üzerinde kaldığını söyledi. Putin, “Her ne olursa olsun, bir diyalogdu. Birbirimizi anlıyoruz. Argümanları anlıyoruz. Ben onun argümanlarını kabul etmiyorum. O da benimkileri. Ama birbirimizi dinliyoruz ve analiz etmeye çalışıyoruz” dedi.