CHP milletvekilleri, kayyum rektör protestolarında gözaltına alınan ve sorgusu süren 51 Boğaziçi öğrencisinin durumuna ilişkin Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı. İlk konuşmayı yapan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, vegan öğrencilerin gözaltına alındığından bu yana yemek verilmediğine yönelik iddialar olduğuna dikkat çekti. Bu iddiaları araştırdıklarını belirten Tanal, insanları yoracak, baskı altına alacak ve aç bırakılacak şekildeki yasakların kanunlara aykırı olduğunu ve bu uygulamayı yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bir kişi suç işlemiş olsa dahi onu bitkin, aç, susuz bırakarak ifadesi alınmayacağını hatırlatan Tanal, “Bu yasak sorgu ve yasak ifade alma sistemidir. Dilerim ve umarım ki bu yöntemle ifade almıyorlardır. Bu olayın takipçisi olacağız” dedi.

'MALA ZARAR YOK'

51 öğrencinin 16’sının ifadesi alındığını aktaran Tanal, 9 Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulandıklarını söyledi. Öğrencilere yönelik iddiaların bir tanesinin rektörlüğün lastiklerini söndürmek olduğunu belirten Tanal, “Benzin istasyonlarda araba lastiklerinin havasını ücretsiz basıyorlar; bunun ekonomik değeri yok. Yani burada mala bir zarar yok. Neticede buradaki soruşturma Toplantı, Yürüyüş ve Gösteri Yasası’na aykırılıktan dolayı devam etmekte. Bu da tutuklamayı gerektiren bir durum değil” diye konuştu.

'SOYLU SUÇ İŞLİYOR'

Öğrencileri hedef gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Anayasal suç işlediğini vurgulayan Tanal, şöyle tepki gösterdi: “Anayasa’nın 38. Maddesi diyor ki; mahkumiyet kararı kesinleşinceye kadar herkes suçsuzdur. Siz yargılamanın yerine geçerek insanları kesin suçluymuş gibi muamele etmeniz suçtur. Bakan olarak suç işliyor. Ben buradan cumhuriyet başsavcılarını göreve davet ediyorum. Siz cumhurbaşkanı da olsanız, bakan da olsanız, milletvekili de olsanız mahkumiyet kararı kesinleşinceye kadar Anayasanızın 38. Maddesi uyarınca, olağanüstü haller olmak üzere masumiyet karinesinden vazgeçemezsiniz; insanları peşin suçlu ilan edemezsiniz. Aslında İçişleri Bakanı bu ülkede sorunları en aza indirmesi gereken bakanlık iken, sorunları sürekli büyüten ve sürekli kamuoyunu meşgul eden, sürekli kaos yaratan bir bakanlık haline dönüşmüştür. Bu tavrından vazgeçmesini talep ediyoruz.”

CHP Milletvekili Turan Aydoğan, ülkenin hiç hak etmediği bir yerden geçtiğini ifade ederek, “Gencecik insanlarımız ve ülke yönetecek kapasiteye ve yeteneğe sahip olan öğrenci arkadaşlarımız insanlarımız anayasadaki düşünce özgürlüğünü ve hukuksuzluğa karşı direnme özgürlüğünü kullanırken bu şekilde bir müdahaleyle karşı karşıya kaldılar” dedi.

'ARTIK ELİNİZİ BOĞAZİÇİ’NDEN ÇEKİN'

İktidarın mal bulmuş mağribi gibi davrandığını ifade eden Aydoğan, demokratik haklarını arayan öğrencilere yönelik kendi tekçi ayaklarını tahkimat altına alacak şekilde bir şiddeti hayata geçirmeye çalıştığını vurguladı.

CHP Milletvekili Ali Şeker, bu haklı mücadelelerinde Boğaziçi öğrencilerin yanında olduklarını kaydederek, öğrencilere yönelik uygulanan iktidar zulmünü kınadıklarını ve protesto ettiklerini söyledi. İçişleri Bakanı’nın de tepki gösteren Şeker, İçişleri Bakanı Soylu’nun kendini hakim yerine koyarak öğrencileri ‘terörist’ olarak yaftalamasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Soylu’nun bizzat kendisinin ülkeyi terörize ettiğini vurgulayan Şeker, “Artık elinizi Boğaziçi’nden çekin, Boğaziçi’nden kayyumunuzu çekin” dedi

'YARGI BU YOLU AÇIYOR'

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, Boğaziçi öğrencileri ve öğretim üyelerinin tam bir aydır kendi iradelerinin bir kayyum rektör tarafından gasp edilmesine itiraz ettiklerini hatırlattı. Bugün öğrencilere yönelik işletilen sürecin tümünün anayasaya, kurallara ve tahammüllere aykırı olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, “Ben bir kez daha yargıya sesleniyorum; bir gün mutlaka yaptınız bu zulmün hesabını vereceksiniz. Çünkü bu yolu açan sizlersiniz aynı zamanda. Yargı bu yolu açmasa, iktidar bu kadar rahat olmaz” dedi.