DAİŞ'in zulmünden kurtulan Ebu Seyf QSD saflarında

48 gün boyunca DAİŞ çetelerinin elinde esir olan ve aylarca ağır işkencelere maruz kalan Ebu Seyf, bir fırsatını bulup kaçtıktan sonra QSD saflarında yerini aldı.

Rakka halkının yoğun talebiyle 5 Kasım 2016 günü başlatılan Rakka’yı özgürleştirme hamlesini ilk dakikalardan itibaren bütün cephelerde takip ettik ve 2. aşamayı da cephe cephe takip etmeye devam ediyoruz.

Gittiğimiz her cephe de QSD savaşçılarının an be an ilerleyişini takip etme fırsatı bulduk.

QSD savaşçılarının DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdiği köy, mezra ve savaş cephelerinde QSD bünyesinde yer alan ve faşist DAİŞ çetelerine karşı savaşan Arap, Kürt, Türkmen, Süryani, Çerkes vb. halk ve inanç topluluklarından savaşçılar ile sohbet etme fırsatımız da oluyor.

Her bir savaşçısının ayrı ayrı hikayesini de gece yürüyüşlerinde, ateş başındaki çay sohbetlerinde, ön cephelerdeki savaş mevzilerinde dinliyoruz.

Kimi yaşanan savaşta ailesini, kimi eşi ve çocuklarını kaybetmiş. Kimileri de yaşadığı köy ve kentlerden DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam vb. çeteler, Baas rejimi tarafından zorla sürgün edilmiş.

Kimisinin ailesi savaş nedeniyle bir umut diyerek Türkiye, Bakurê Kürdistan ya da Avrupa’nın yolunu tutmuş. Ancak birçoğu da bir umut diyerek çıktığı yolda ya sınırı geçerken ya deniz yolu ile Avrupa’ya giderken yaşamını yitirmiş.

Ancak topraklarını bırakmayıp gerek DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam çetelerine karşı gerekse de Baas rejimine karşı demokratik ve özgür bir Suriye’nin kurulması için savaşanlar, esir düşenler ve kaçıp kurtulup bir daha direnişi göğüsleyenler var.

İşte bunlardan birisi de Ebu Seyf...

Ebu Seyf, Rakkalı bir Arap... Rakka batı cephesinde konuştuğumuz Ebu Seyf önce çekindiği için bizimle konuşmak istemiyor. Çünkü akrabaları hala Rakka’da DAİŞ çetelerinin elinde esir...

Ancak yoğun ısrarlarımıza dayanamayıp konuşmaya karar veriyor 26 yaşındaki Ebu Seyf. Ancak bir şart ile! Ebu Seyf, ailesinin bir kısmının hala Rakka’da olduğunu ifade ediyor ve video kaydı yapılmasını istemiyor.

Ben de bu durumu anlayışla karşıladığımı belirtiyor ve ancak bunun mümkün olmadığını en azından bir iki kare fotoğrafını çekmem gerektiğini söylüyorum. Ebu Seyf’in bu durum karşısında kabul etmekten başka şansı kalmadığını itiraf ediyor.

Ve Ebu Seyf bize ailesinin ve kendisinin başından geçenleri anlatmaya başlıyor...

Kendisini tanıtarak konuşmasına başlayan Ebu Seyf, Rakkalı bir Arap olduğunu Suriye’deki halk ayaklanmaları sürecindeki eylemlerde yer aldığını ekliyor. Ebu Seyf, ÖSO içerisinde 3 ay gibi bir süre yer almış.

Ancak ÖSO’nun uluslararası ve bölgesel güçlerin denetimine girmeye başlaması ile birlikte ÖSO’dan ayrıldığını, doğduğu ve büyüdüğü kent Rakka’nın, ÖSO’nun ardından El Nusra, Ehrar û Şam ve vb. çete gruplarının sonrasında ise DAİŞ çetelerinin kontrolü altına girdiğini anlatıyor.

DAİŞ çetelerinin ailesinden 2 kişiyi kafasını kesmek suretiyle katlettiğini, 2 kişiyi de işkenceler ile infaz ettiğini söyleyen Ebu Seyf, kedisinin de 48 gün DAİŞ çetelerinin elinde esir kaldığını belirtti. Ebu Seyf, aylarca çetelerin ağır işkencesine maruz kaldığını ve sonunda bir fırsatını bularak DAİŞ çetelerinin sözde zindanından kaçtığını belirtti.

QSD’nin kurulması ardından bir savaşçı olarak katılım gösterdiği kaydeden Ebu Seyf, QSD güçlerine katılım göstermesinin en temel amacının ailesini, topraklarını özgürleştirmek, Suriye halklarının elinden çalınan devrimin yeniden kazanmak olduğunu söylüyor.

Ebu Seyf, amaçlarının DAİŞ çetelerini başta Rakka olmak üzere tüm Suriye’den temizlemek olduğunu belirtirken moral açısından çok iyi olduğunu çünkü topraklarını özgürleştirmenin heyecanını yaşadığını vurguladı.

Hedeflerinin öncelikle başta Rakka, Bab, Cerablus, Ezaz gibi çete işgali altında olan Suriye topraklarını ve hatta tüm Suriye’yi çetelerden temizlemek olduğunu söyleyen Ebu Seyf, bunun içinde kanlarının son damlasına kadar savaşacaklarını ve tüm halkların intikamlarını alacaklarını belirtiyor.

Ebu Seyf, son olarak Suriye’yi terk edenlere topraklarına dönmesi, Arap gençliğine ise QSD saflarında yer alarak DAİŞ çetelerine karşı özgürlük, adalet, eşitlik savaşını yükseltmeye çağırıyor.