'Hapishaneler işkence mekânları oldu!'

İHD, TİHV, Amed Barosu ve Tabip Odası "Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri"ni ve taleplerini açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Temsilciliği, Amed Barosu, Tabip Odası tarafından,  İHD Amed Şube binasında "Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri" konulu ortak basın toplantısı düzenlendi. 10-17 Aralık İnsan hakları haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen toplantıya, kurum temsilcileri katıldı.

Toplantıda ortak basın metnini İHD Amed Şubesi Yöneticisi ve Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Muhterem Süren okudu.

'İŞKENCE MEKÂNLARI!'

Türkiye hapishanelerinin, hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı mekânlardan olduğuna dikkati çeken Süren, şunları kaydetti:

"Türkiye hapishaneleri, başta yaşam hakkı ihlalleri olmak üzere her türlü insanlık dışı ve onur kırıcı muamelenin yapıldığı birer işkence mekânları haline gelmişlerdir. Sivil toplum örgütlerinin, ihlallerin ortaya çıkarılması ve kamuoyunun dikkatine sunma girişimlerine rağmen, hapishanelerin bu gerçekliği değişmemiştir. Türkiye Hapishanelerinde, halen yoğun olarak ölümler, sevk ve sürgünler, işkence ve kötü muamele, tecrit ve izolâsyon, ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi, disiplin soruşturmaları gibi çok sayıda hak ihlali yaşanmaktadır. 

Ülkede yaşanan darbe girişiminden sonra uygulamaya konan OHAL’in hapishanelerdeki yansıması, mahpusların zaten kısıtlı olan yaşamsal ihtiyaçlarını büyük ölçüde kaldırmıştır. Özellikle siyasi mahpuslara işkence ve kötü muamelenin de dozajı artmıştır. Yayınlanan KHK’ler ile birlikte mahpusların aile ve avukat görüşlerinde kısıtlama yoluna gidilmiş, ayda bir yapılan açık görüşler iki ayda bir yapılmaya başlanmış, mahpusların telefon görüşmeleri 15 güne çıkarılmış, mahpusun yakınları dışında 3 kişilik görüş hakkı kaldırılmıştır. Görüşlerde hem mahpuslar, hem de aileleri küçük düşürücü muameleye tabi tutulmuşlardır. Ayrıca, muhalif basının ve yasaklı olmayan birçok kitabın hapishanelere girişleri engellenmiş, mahpusların mektup hakları kısıtlanmış ve haber alma özgürlüğü ihlal edilmiştir."

Savcılara tutuklunun savunma hakkını gasp etme hakkı verildiğini de vurgulayan Süren, şöyle devam etti:

"Darbe girişiminden sonra yaşanan yoğun tutuklamalar, hapishanelerin kapasitesinin katbekat üstünde, mahpusun hijyen ortamından uzak aynı ortamda bulunmasına neden olmuş bu durum, özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da bulunan hapishanelerden Türkiye’nin batısına doğru yoğun sevk – sürgünler yaşanmasını da beraberinde getirmiştir. Yaşanan sevk - sürgünlerle, ailelerinden binlerce kilometre uzaktaki hapishanelere nakil olunan yüzlerce mahpusun da aileleriyle görüş hakkını imkânsız hale getirmiştir. Ayrıca, yaşanan nakillerde, mahpuslar, fiziki şiddete maruz kalmış, çıplak aramaya tabi tutulmuştur.
Artan ihlallerle birlikte birçok mahpus intihar ettiği iddiasıyla hapishanede yaşamını yitirmiştir. Özgürlüğü devlet otoritesince kısıtlanan mahpusun yaşam hakkını korumak devletin pozitif yükümlülüğüdür. Hükümet yetkililerinin derhal, yaşam hakkı ihlallerini önleyecek gerekli tedbirleri alması ve yaşam hakkı ihlaline neden olan uygulama, kasıt veya ihmallerin cezalandırılması için gerekli girişimlerde bulunması gerekmektedir."

'HÜKÜMET İŞKENCEYİ MEŞRULAŞTIRIYOR'

Hapishaneler ve gözaltı merkezlerinde, birçok işkence vakasının tespit edilip raporlaştırıldığını ancak hükümet yetkililerinin işkenceyi meşrulaştıracak açıklamalar yaptığını belirten Süren, "Mahpusların tabi tutulduğu tecrit, kişilerin ruh sağlığını bozacak niteliktedir. Bizler, tecridin de insanlık suçu olduğunu belirtir, hükümeti hapishanelerdeki tecrit uygulamalarından derhal vazgeçmeye çağırmaktayız" dedi.
Açıklamada, hasta tutsaklara ilişkin de bilgi verilerek, "İnsan Hakları Derneğinin kamuoyuyla paylaştığı son verilere göre hapishanelerde halen 323’ağır hasta mahpus olmak üzere toplam 905 hasta mahpus bulunmaktadır. Bizler, bir kez daha ağır hasta mahpusların serbest bırakılmasını, diğer kronik hastaların da sağlığa erişim hakkının güvence altına alınmasını talep etmekteyiz" denildi.

TALEPLER

Toplantıda, şu talepler sıralandı:

⦁ Öncelikle, Türkiye’deki mevzuatın uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesini,

⦁ Tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde insani yaşam standartlarının oluşturulmasını,

⦁ Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması ve ağır hastalığı olanların derhal serbest bırakılmasını, 

⦁ Bağımsız bilirkişilik kurumunun kabul edilmesi ve İstanbul Protokolü hükümlerinin uygulanmasını,

⦁ Hapishanelerin sivil toplum kuruluşlarının, bağımsız izleme kurullarının, Barolar, İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türk Tabipler Birliği (TTB) gibi kuruluşların denetimine açık hale getirilmesini, bağımsız ulusal önleme mekanizmasının kurulmasını,

⦁ Hapishanelerde yaşanan ihlallerle ilgili olarak etkin bir soruşturma yapılarak ihmal ve sorumluluğu olanlar hakkında cezai yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz.