Gazeteci-Yazar Necmedin Salas, KCK’nin ulusal birlik çağrısına ilişkin ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Salas, “Mesele Kürt meselesi olduğunda büyük devletler bir araya gelerek Kürtlere karşı ortak kararlar alıyorlar" dedi. 

"Kürdistan’ı sömürge haline getiren devletler hava, kara, deniz gücü olan, milyonlarca orduları bulunan güçler olan koca koca devletlerdir" diyen Salas, şunları söyledi: “Bizim bunlara kaşı kendi ana dilimizi, kültürümüzü savunmak, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı kurtarmak, diğer halklar ile eşit hale getirebilmemiz lazım. 21. yüzyıl gibi çağdaş bir yüzyılda ana dilini kullanabilen toplum haline gelebilmek için kendi içimizdeki grup ve partileri bir araya getirmemiz lazım. Bunu yapamıyorsak, biz Kürtler için utanç olmalıdır."

"Kürdistan bir ülkedir, emperyalistler yüz yıl önce araya suni sınırlar çektiler" vurgusunda bulunan Salas, şunları belirtti: "Öncelikle kendi beynimizde olan bu sınırları çıkarmamız lazım. Bu sınırları beynimizden çıkarmadığımız müddetçe biz kendi halkımız ve ülkemizi bölmüş oluyoruz. Parçaları öteleyen Kuzey’i Güney’den ayrıştıran bir mantıkla ulusal birlik kurulmaz. Ancak ulusal birliği böyle kurmuş oluruz ve ulusal birlik çağrısını yapan tarafların niyetini anlamış oluruz. Bu çağrıya uymayanların hakkında insanın aklına Kürtlere karşı bir politika izlendiği fikri geliyor."

'KDP YANLIŞ YAPMAMALI; BU ÇABAYA DAHİL OLMALI'

"Siyasi taraf ulusal birliğini sömürgeleştirmiş güçlerden uzak durmalıdır" diyen Salas, devamında şunları söyledi:
"Ulusal kongreye gelmeyenlerin niyetlerinin ulusal kurtuluşta olmadığını görüyoruz. Bölgesel ve uluslararası güçlerden kongreye engel olanlar var. Kongrenin önünde görünen o ki, bir iki yapı kalmış durumda. Bunlara rağmen yapılabilir mi, elbette yapılabilir. Bu yapılar önünde duran şey, gerçek anlamda bir ulusal birlik mantığıdır. Yapılması gereken, neden katılmadığını da sorgulamak olacaktır. Bölge hazır, partiler hazır ama KDP bu işin dışında kendini tutmaya çalışıyor. Şaşkınlık içinde izliyor, bir yandan bağımsız Kürdistan için çaba gösterildiğini söylüyor ama ulusal kongreye gelmiyor. Bağımsızlığı bir tek Güney için mi istiyor, tek Güney Kürdistan için mi çaba sarf ediyor, sadece buranın özgürlüğü mü onu ilgilendiriyor... Peki, Rojava’nın özgürlüğü buradaki bir Kürdü veya Kuzey'deki bir Kürdü ilgilendirmiyor mu? Kuzey'de köyler, kasabalar, ilçeler ve şehirler yakılıyor; seni ilgilendirmiyor mu? İlgilendirmelidir. Bir an önce bütün Kürtleri bir araya getirecek bu çabaya KDP de dahil olmalı, bütün yapılar ön açıcı olmalı ve omuz vermelidir."

'PKK OLMASA KÜRDİSTAN'I BİR KAŞIK SUDA BOĞARLAR!'

Gazeteci-Yazar Necmedin Salas, şu değerlendirmeleri de yaptı:

"PKK’nin mücadelesi olmasaydı, PYD’nin Rojava'da mücadelesi olmasaydı Türkiye’nin Güney Kürdistan bölgesine tavrı çok farklı olurdu. Ticari anlaşmalar üzerinden dostluklar hiçbir zaman Kürt ulusal birlikten yana olmamıştır. PKK’nin mücadelesini kırsalar, gerçek anlamda Güney Kürdistan’a olan düşmanca yüzlerini ortaya çıkarır ve burayı bir kaşık suda boğmaya çalışmak isterler.

'ULUSAL BİRLİK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPALIM'

"Kürt halkı tek parçanın iktidarına, kurtuluşuna dayalı formüllerinden uzak durmalıdır. Bakın, Kürt Halk Önderi'nin projelerini okuyoruz, sadece Kürtlerden de bahsetmiyor, bölge halklarından da bahsediyor. Bırakın bir bölgedeki Kürtleri, bütün Ortadoğu’daki halkların problemlerini problem eden ve onları çözmeye çalışan bir mantık var. Bu mantık bütün Kürdistan'da bütün yapıları bir araya getiren, bütün örgütleri bir kongre çatışı altında toplayan bir mantık öne sürüyor. Sadece tek parçanın özgürlüğü Kürt özgürlüğü olmaz. Bütün parçalara halkın kendi parçası olarak yaklaşması gerekiyor. İşte KCK’nin yaptığında da bunu görüyoruz. Güney Kürdistan bölgesinde bulunan partilerde diğer parçalara dair samimi bir yaklaşımı görmüyorum. Kobanê işgal altındaysa Hewler'in özgürlüğünden bahsedebilir miyiz? Edemeyiz. Kürdistan’ın bütün halklarıyla Kürdistan’ı kardeşçe yönetmemiz gerekiyor. Ama ilk önce bir kongre düzenleyerek Kürt birliğini sağlamak lazım. Türklerin niyeti Şengal’i, Kerkük’ü, Musul’u Dıhok’u ve Zaxo’yu işgal etmektir. Zaten diyorlar, burası onların topraklarıymış! Osmanlı'ya atıfta bulunup 'bizim topraklarımız ' diyor ve buraları da kendi toprakları içine almak istiyorlar. Buna karşı nasıl duracağız? Tabii ki birbirimizi kucaklayarak. Ulusal birliğimizi sağlamak için elimizden geleni yapmamız lazım.”