'Türklerin Bab’ı işgali tüm bölge için tehdittir'

Ceyş El Suwar Genel Komutanı Salih Çepo, Türkiye’nin Bab’ı işgal harekatının Rusya onaylı olduğunu belirterek, Bab’ın alınmasının iki kanton için de kesintisiz tehdit anlamına geldiğini söyledi.

Ceyş El Suwar Genel Komutanı Salih Çepo, Türkiye’nin sadece Kürtlerin kazanımlarını hedefleyerek Suriye’deki iddialarından vazgeçtiğini; Bab’ın işgali konusunda Rusya ile yaptığı anlaşmaya ABD’nin de başka hesapları gözeterek yeşil ışık yakmış olabileceğini söyledi, ancak şunu da şerh düştü: "Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; bu aşamadan sonra bu güçler Kürtlerden de vazgeçecek gibi görünmüyor."

Rusya ile Türkiye arasındaki son görüşmelerden sonra bazı anlaşmaların olduğunun anlaşıldığını belirten Ceyş El Suwar Genel Komutanı Salih Çepo, şu verileri sıraladı:

Rusya’nın kulak çekme operasyonundan sonra Türkiye yetkilileri son dönemlerde Esad ile bir sorunlarının olmadığını, Halep’e de karışmayacaklarını; sadece Bab’daki DAİŞ’i temizlemek istediklerini söyledi. Türkiye eski tüm hesap ve planlarından vazgeçtiğini deklare etmiş oldu.

Türkiye Halep’i sattı, önümüzdeki dönemde İdlip’i de satabilir. Türkiye bütün bunları Şehba’ya karşılık yapıyor. Türkiye Şehba’ya kilitlenmiş durumda. Tekrarlıyorum; Şehba dışında Suriye’deki tüm hedef ve amaçlarından vazgeçti. Esad’ın gidişinden, Halep’i ele geçirmekten, tampon bölge oluşturmaktan Şehba karşılığında vazgeçti. Temel hedefi Rojava’da/Kuzey’de gelişen sistemin önünü almaktır.

Bunların ardından Türkiye’nin Şehba’da savaş uçaklarını da kullanma imkanı doğdu.

Türkiye artık sadece çetelerini perde olarak kullanıp kendi komando, özel kuvvetleri ve konvansiyonel silahlarıyla harekat başlattı. Buna uygun lojistik ve tahkimat yapılıyor.

Çepo’ya göre Türk ordusu ve çetelerinin Bab derinliğine inmeleri ABD’ye rağmen olamaz. Muhtemelen ABD de Türkiye-Rusya anlaşmasına yeşil ışık yaktı veya yakmak zorunda kaldı. Çepo’yu bu kanıya sevk eden ise şu: "Çünkü bundan bir süre önce 'Fırat Kalkanı' adı altında toplanan ÖSO gruplarına yapılan silah, cephane gibi yardımlar durduruldu. Savaş uçaklarının kullanılmasına izin verilmemesi de bunun bir parçasıydı. Alanda ABD desteği alan gruplar var. Türkiye bu gruplarla da bazı toplantılar yaptı; bazı kararlar aldılar;

Kararlardan biri yeniden silah ve cephanenin verilmesi kararıydı.

Diğeri de bu grupların direk Türkiye ordusu ile bağlı çetelerin içinde yer almasıydı.

HALEP’TE NE OLDU?

Türk Milli Güvenlik Kurulu’nun yılın son toplantısı ardından yapılan açıklamada, "Suriye’nin kuzeyindeki yapılanmalara, gerektiğinde her türlü imkâna başvurulmak suretiyle, kesinlikle müsaade edilmeyeceği kuvvetle vurgulandı. Türkiye’nin bu konuda bölge ülkeleri ve bölgede etkinliği olan ülkelerle her türlü iş birliğine hazır olduğu kaydedildi" denilmişti.

Çepo, Türk devletinin bu karar doğrultusunda Kürtler lehine herhangi bir şey gelişmemesi için her şeyini feda etmeye hazır olduğunun karşılık bulduğunu söyledi. Rusya’nın Halep’i alma karşılığında Türkiye’ye sonuna kadar yol açmış gibi göründüğünü ifade eden Salih Çepo’ya göre Halep’te şunlar oluyor:

“Halep bitti sayılır. Birkaç mahallede çembere alınmış birkaç grup dışında bir şey kalmadı. Bu grupların da artık direnmesi, savaşı sürdürmesi mucize olur. Türkiye’nin hiçbir zaman DAİŞ gibi bir sorunu; Arapları, Türkmenleri kurtarma gibi bir derdi olmadı. Bütün bu söylemleri, paravandı.

Nusra yaklaşık beş ay önce 3 bin kişilik bir güçle Halep’e giriş yaptı ama ortalıkta kayboldular. O günlerde Nusra dışındaki 'ılımlı' grupların hepsi tasfiye edildi; bazılarını vurdular, bazılarını tutukladılar, bazılarını infaz ettiler. Halep’te çembere alınan aktif güç 'İslami' gruplardır. Nusra, Ehrar Şam, Ceyş El Sunne, Feylak El Şam, Festakım gibi gruplar ile Sultan Muhemmed Fatih, Sultan Murad ve Türkmenistanlılardan oluşturulan Türkmen Cephesi. Hesap ve pazarlıklar bu gruplar üzerine yapılıyor. Şu anda Halep’te halen 5 bin ile 7 arasında silahlı güç çembere alınmış durumda. Bunlar savaşmıyor, direnmiyor ama bunlar dururken 'ılımlı' olanlar bitirildi.”

PAZARLIK NEDİR?

Çepo, şimdiki durum ve pazarlıklara bakıldığında Halep’te olanların da anlaşıldığını düşünüyor. Peki pazarlık nedir? Çepo, bunun cevabını da şöyle veriyor: "Bu gruplar adına Türkiye, şimdi Suriye rejimi ve Rusya ile Halep’in kuzeyine geçme üzerine bir pazarlık yapıyor."

Halep’in kuzeyine geçme amaçları nedir peki? Halep’in kuzeyinde kimler var? Bu iki sorunun cevabının da pazarlığın muhtevası ve Türkiye’nin amacını netleştirdiğini belirten Salih Çepo, şöyle devam ediyor: "Türkiye’nin Şehba ve Bab üzerine yaptığı hesap ve planlara bakıldığında bu grupların hepsinin geliş amaçları ve kime karşı savaşmak için bu pazarlığı yaptıkları açığa çıkıyor. Çünkü bütün bunlar Türkiye tarafından koordine edilerek yapılıyor. İdlip’e geçmek istemiyorlar. Çünkü öyle anlaşılıyor ki Halep’le birlikte Rusya ile İdlip üzerine de anlaşma yapılmış. Çünkü Rusya yoğun bir şekilde İdlip’i vuruyor. O yüzden bu gruplar, Halep’in kuzeyi denilen Şehba’ya geçmek istiyor. Türkiye, onları bölgeye çekerek koordineli bir şekilde bizimle şiddetli bir savaşı başlatmayı düşünüyor. 7 bin civarında bir güçten bahsediyoruz."

ABD’NİN KABUL MARJI

Çepo, bütün bunlara rağmen nihayetinde ABD’nin tutumuyla ilgili şöyle bir şerh düşmeyi de ihmal etmiyor: "Dünyayı yönetin güçlerin Türkiye’nin nasıl ve nereye kadar ilerlemesine izin verdiklerini şimdiden kestirmek zor. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; bu aşamadan sonra bu güçler Kürtlerden de vazgeçecek gibi görünmüyor. Türkiye, bu seferki planıyla tüm Kürtlerin kazanımlarını yok etmek istiyor. Sadece Rojava ve Kuzey Suriye’deki kazanımları değil. Eğer Türkiye burada başarırsa çok geçmeden aynı planı Güney Kürdistan için devreye koyacak. O yüzden bu tehlike Rojava’yı kapsadığı kadar Güney, Kuzey ve Doğu Kürdistan’ı da kapsıyor."

Bab için onay veren güçlerin, Türkiye’nin Bab’ı alır almaz Efrîn ve Minbic alanındaki güçlere saldırma hesabını da bildiğini belirten S Çepo, buna rağmen verilen onayın başka hesaplar da barındırdığının altını çizdi.

SUUDİ ARABİSTAN TOPLANTI YAPIYOR

Salip Çepo, kendilerine ulaşan bir bilgiyi de yorumlayarak paylaştı. Buna göre; ABD ile Suudi Arabistan arasında bir planlama tartışılıyor. İran, Rusya ve Hizbullah’a karşı yeni bir Sünni cephe arayışı var. Finansmanı Suudi Arabistan karşılayacak. ABD ise daha çok askeri donanım, teknik boyutta destekleyecek. Önümüzdeki günlerde bu plan için Suudi Arabistan’da bir toplantı yapılacak. O toplantıda alınacak kararlarla ya hayata geçirilecek ya da ertelenecek.