İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen 7’nci Avrupa Sol, Yeşiller ve İlerici Güçler Forumunun sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede Türk devletinin muhalefete yönelik baskıları ve Rojava’daki işgal saldırıları kınandı.
7’nci Avrupa Forumu 10,11 ve 12 Kasım tarihlerinde Madrid’de gerçekleşti. Forumun nihai sonuç bildirgesi açıklandı.
Bildirgede, “sorunları çözmekten aciz neo-liberal, gerici, ataerkil ve çevre düşmanı bir Avrupa inşa modelinin başarısızlığına” vurgu yapılarak, dış politikada gerçek bir stratejik özerkliğin gerekliliğinin altı çizildi.
Bildirgede “Bu gözlemden hareketle, 7. Forum ilerici sosyal, kültürel, sendikal ve siyasi güçleri farklı bir Avrupa inşa etme ihtiyacında birleşmeye çağırmaktadır” denildi.
Halklarının demokratik ve egemen tercihlerini, insanların yaşamlarının iyileştirilmesini ve çevrenin savunulmasını tüm kaygılarının merkezine yerleştiren bir Avrupa çağrısında bulunan 7. Forum, “Her türlü ayrımcılığa ve eşitsizliğe son veren ve ataerkil sisteme, seks ticaretine ve sömürüye son vermek için çoğunlukla kadınlar tarafından desteklenen kamu bakım sistemlerini teşvik ederek ücret uçurumuna son veren bir Avrupa” dedi.
Avrupa’da bir bütün olarak solun sosyal ve emek konularında ortak bir hedefi kolaylaştırması çağrısında bulunan 7. Forum, ayrıca tarım ve gıda egemenliği lehine hareket eden bir Avrupa hedefine vurgu yaptı.
Bildirgede, “Daha açık bir ifadeyle, ekolojik geçişi sosyal ve çevresel adalet için bir fırsata dönüştürerek mevcut iklim acil durumunun üstesinden gelmeyi amaçlayan sürdürülebilir bir kalkınma modelini uygulayan bir Avrupa'yı savunuyoruz” denildi.
ABD ve NATO’dan bağımsız dış eylemlerle Birleşmiş Milletler’in kurucu tüzüğüne dayalı etkin çok taraflılığı “etkin bir şekilde” savunan bir Avrupa’ya olan ihtiyacı belirten 7. Forum, İrlanda, Kıbrıs, Türkiye ve Rojava’daki durumlara ilişkin de tutum belirledi.
KIBRIS İŞGALİNE SON VERİLSİN
İrlanda’nın bölünmüşlüğüne son verilmesi çağrısında bulunan Forum, “Kıbrıs'ın yüzde 37'sinde 49 yıldır devam eden Türk işgaline son verilmesini” istedi. Bildirgede “Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk siyasi ve sosyal örgütlerin Kıbrıs'ın ve halkının yeniden birleşmesi için yürüttükleri ortak çalışmalar kuvvetle” desteklendi.
TÜRKİYE’DEKİ BASKILAR KINANDI
Bildirgede, “Türkiye'nin demokratik muhalefete uyguladığı baskıyı şiddetle kınıyor; Türkiye'den tüm siyasi tutukluları serbest bırakmasını ve Avrupa Konseyi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamasını talep ediyoruz” diye belirtildi.
ROJAVA’DAKİ SALDIRILAR KINANDI
Rojava’daki işgal saldırılarına dikkat çekilen bildirgede, “Kürt bölgelerindeki sivil altyapıya yönelik silahlı saldırıları kınıyor, su ve elektriğe erişimleri olmadığı için milyonlarca insanın yoksulluğa sürüklenmesine neden olan bu saldırıları kınıyoruz” denildi.
DEMOKRATİM ÇÖZÜM ÇAĞRISI
Bildirgede ayrıca şunlar ifade edildi: “Kürt sorununa demokratik bir çözüm bulunması yönündeki çağrıları destekliyoruz. Jina Emini adına, Jin-Jiyan-Azadî (Kadın, Yaşam, Özgürlük) çığlığıyla başta Şengal'in Êzidî kadınları olmak üzere özgürlük için mücadele eden tüm kadınlara katılıyoruz!”
FİLİSTİN-İSRAİL SORUNU
Amerika kıtasındaki çok sayıda ülkenin sorunlarına da dikkat çekilen bildirgede, Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin şu kararlar alındı:
“Avrupa Sol, Yeşil ve İlerici Güçler Forumu'nun 7’ncisi İsrail, Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da işlenen tüm terörist şiddet eylemlerini kınamaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin acil ateşkes, İsrail askerlerinin Gazze'den çekilmesi ve Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan açıklamalarını destekliyoruz.
İsrail hapishanelerinde tutulan siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunuyor ve İsrail Hükümeti'nin Filistin halkını maruz bıraktığı apartheid politikasından ve İsrail ordusunun uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Gazze'ye girmesinden duyduğumuz tiksintiyi ifade ediyoruz. Her şeyden önce, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği ve faillerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne hesap vermesi gereken gerçek bir savaş suçu olan bombardımanı kınıyoruz.
Kalıcı ve istikrarlı bir barışın tesisinin, çeşitli BM kararlarında tanımlanan koşullar altında İsrail'in yanı sıra yaşayabilir ve tam egemen bir Filistin Devleti'nin tanınmasına bağlı olduğunu bir kez daha teyit ediyoruz.”