KCK: Türk devletinin Kürtleri soykırıma uğratma politikası Garê’de bozguna uğratıldı-YENİLENDİ

KCK: Garê’de Türk ordusuna yaşatılan bozgun 2008 Zap bozgunu gibi Türk devletinin karakterini teşhir etmiş, Kürt halkının ve özgürlük savaşçılarının da Kürt halkının özgürlüğünde ne kadar kararlı ve dirayetli olduğunu göstermiştir.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Garê’de soykırımcı sömürgeci Türk ordusuna yaşatılan bozgun tüm Kürtlerin başarısıdır. Onlar 15 Şubat’ta Kürt soykırımını tamamlayarak bayram yapacaklardı. Tüm Kürtlerin başarısı olan bu direnişten sonra Kürdistan’ın 4 parçası ve yurt dışındaki tüm Kürtler de bu direnişi bir bayram gibi kutlamalıdırlar. Bu bozgunu 15 Şubat soykırım komplosunu yenilgiye uğratma haline getirerek Rêber Apo’nun ve Kürt halkının özgürlüğünü sağlamalıdırlar” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şöyle: “21 Şubat 2008 yılında Zap’a yönelik olduğu gibi Medya Savunma Alanlarına bir işgal saldırısı gerçekleştirilmiştir. 4 gün boyunca 50’den fazla uçak, onlarca helikopterle Garê alanı bombalanmıştır. Bu ağır bombardıman altında birçok noktaya asker indirilmek istenmiştir. Bu indirme girişimleri büyük oranda püskürtülüp başarısız kılınmıştır. Asker indirmelerinin yapıldığı noktalarda ise HPG ve YJA STAR gerillaları tarihi bir direniş göstererek Türk ordusunu bozguna uğratmıştır. Kürt Özgürlük Hareketini tasfiye ederek Kürt halkını soykırıma uğratmak isteyen soykırımcı Türk devletinin ordusuna ağır bir bozgun yaşatan gerillaları kutluyoruz. Tüm Kürt halkının varlığını koruma direnişinde şehit düşen fedai gerillaları da minnet ve saygıyla anıyoruz.

AMAÇLARI KÜRT SOYKIRIMINI TAMAMLAMAKTI

AKP-MHP faşist hükümeti ve onların faşist şefleri Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli yıllardır nerede bir Kürt varlığı varsa onu ortadan kaldırıp Kürtleri soykırıma uğratacaklarını tekrarlamışlardır. Bu temelde Bakurê Kürdistan’da Kürt halkı üzerinde soykırım saldırısı yürütürken Rojava ve Başurê Kürdistan’da da işgal hareketleri gerçekleştirmiştir. Bu saldırı ve işgal hareketleriyle PKK öncülüğündeki Kürt Özgürlük Hareketi tasfiye edilerek Kürt soykırımı tamamlanmak ve Ortadoğu halkları üzerinde bir zulüm düzeni kurmak amaçlanmıştır. Garê’ye yönelik saldırı, AKP-MHP iktidarı ve onun özel savaş aygıtlarının iddia ettiği gibi birkaç noktaya yönelik olmamıştır. Zaten günlerdir Garê’nin gerillanın karargah ve üslerinin bulunduğu bir alan olduğu; buranın işgal edilmesinden sonra Kandil ve diğer alanların da ele geçirilip Kürt Özgürlük Hareketinin tasfiye edileceği propagandası yapılmıştır.

Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli hükümetinin borazanı haline gelen televizyonlar da yakında Ankara’da kutlama yapacaklarını duyurmuşlardır. Uluslararası komplonun 22. yıl dönümünde PKK’yi yenilgiye uğratma bayramı ilan edeceklerdi. Nijerya’da fidye vererek kurtardıkları denizcileri de PKK’yi tasfiye etme kutlamalarında hükümetin ne kadar güçlü olduğu propagandasının süsleri olarak kullanacaklardı.

Bir gece ansızın gelebiliriz, diyerek gerillayı tasfiye etme propagandası yapan işgalci güçler her türlü teknik kullanımı ve ağır bombardımanlarla zafer kazanmayı hayal ederlerken, ağır bombardımanlar altında bir gece ansızın kaçmışlardır. Zap’ta olduğu gibi atlı gelip yaya gitmişlerdir. Tek başarıları 2008 yılında genel kurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın yağdan kıl çeker gibi askerlerimizi çektik, demesine taş çıkartacak bir kaçışı gerçekleştirmeleri olmuştur.

Aylardır böyle bir işgal planı yaptıklarını bizzat genelkurmay başkanı itiraf etmiştir. Zaten böyle bir plan ancak üzerinde aylarca çalışılarak yapılabilirdi. Zaten daha önce de bu planın ilk adımını Haftanin’de atmışlar, ancak gerillanın direnişi karşısında istedikleri sonucu elde edememişlerdir. Bu defa planlarını daha kapsamlı hale getirmişlerdir. Bu kapsamlı planı pratikleştirmeden için önce Irak’a gitmişler, 40 yıldır Türk devletine karşı savaşan PKK’yi tasfiye edeceklerini söylemişlerdir. Ardından Başurê Kürdistan’da Hewlêr’e giderek KDP’yle bu planlarına son şeklini vermişlerdir. KDP’nin onayı ve istihbarat desteğini aldıktan sonra 10 Şubat’ta saldırıyı başlatmışlardır. Bu saldırıyla 2008 Şubat’ında olduğu gibi gerillanın komuta kontrol merkezi, yani karargahı yok edilecek, sonra da tüm diğer gerilla alanlarına yöneleceklerdi. Zaten günlerdir ‘Mehmetçik Kandil yolunda, PKK tümden bitirilecektir’ diyerek amaçlarının kapsamını ortaya koymuşlardır.

RÊBER APO VE KÜRT HALKININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMA ZAMANI

Şu bilinmelidir ki, bu saldırı gerillayı ve PKK’yi bitirme temelinde Kürt soykırımını tamamlama saldırısı olarak planlanmıştır. Gerilla ve PKK bitirildikten sonra tüm Kürt kazanımları ortadan kaldırılacağı gibi, defalarca hata olduğunu söyledikleri Başurê Kürdistan’ın özerk statüsünü de ortadan kaldıracaklardı. Böylece Musul ve Kerkük vilayetini ele geçirmede büyük bir adım atmış olacaklardı. Zaten her gün Rojava Devrimini ortadan kaldıracaklarını söylemektedirler. Bu açıdan Garê’de soykırımcı sömürgeci Türk ordusuna yaşatılan bozgun tüm Kürtlerin başarısıdır. Onlar 15 Şubat’ta Kürt soykırımını tamamlayarak bayram yapacaklardı. Tüm Kürtlerin başarısı olan bu direnişten sonra Kürdistan’ın 4 parçası ve yurt dışındaki tüm Kürtler de bu direnişi bir bayram gibi kutlamalıdırlar. Bu bozgunu 15 Şubat soykırım komplosunu yenilgiye uğratma haline getirerek Rêber Apo’nun ve Kürt halkının özgürlüğünü sağlamalıdırlar.

Soykırımcı sömürgecileri yenilgiye uğratan bu başarı sadece PKK’nin değil, Kürdistan’ın 4 parçasındaki Kürt halkımızın ve tüm Kürt siyasi güçlerinin başarısıdır. Tüm Kürdistan halkı bu başarıya sahiplenmelidir. Bu başarıyı gerçekleştiren gerilla etrafında toplanarak ve güç vererek Kürdistan’ın 4 parçasının özgürleştirilmesi mücadelesine katılmalıdırlar.

GERİLLA BAŞURÊ KÜRDİSTAN STATÜSÜNÜN KORUYUCUSU VE SAVUNUCUSUDUR

Bu direniş bir daha göstermiştir ki, gerilla Başurê Kürdistan statüsünün koruyucusu ve savunucusu konumundadır. DAİŞ saldırısı karşısında Hewlêr ve Kerkük başta olmak üzere Başurê Kürdistan’ı koruyan gerilla Başurê Kürdistan’ı bir daha korumuştur. Gerillayla bütünleştiği takdirde hiçbir saldırgan gücün Başurê Kürdistan statüsüne zarar veremeyeceği gösterilmiştir. Türk devleti sürekli baskı, şantaj ve tehditlerle Kürt siyasi güçlerini Özgürlük Hareketimizin üzerine sürmek istemektedir. Bu tarihi direniş; bu baskı, tehdit ve şantajları da bozguna uğratarak Kürt halkını ve siyasi güçlerini böyle bir ipotek altından kurtarmıştır.

Garê’de Türk ordusuna yaşatılan bozgun 2008 Zap bozgunu gibi Türk devletinin karakterini teşhir etmiş, Kürt halkının ve özgürlük savaşçılarının da Kürt halkının özgürlüğünde ne kadar kararlı ve dirayetli olduğunu göstermiştir. Bu gerçeklik başta gençlik ve kadın olmak üzere Kürt halkının gerillaya ve Kürt Özgürlük Hareketine desteğini artırması ve gerillaya katılımı teşvik etmesi gerekmektedir. Nasıl ki, Zap direnişi ve DAİŞ saldırısı sonrası Kürt gençleri gerillaya koşmuşlarsa şimdi de gerillaya koşmalıdırlar. Çünkü gerilla bu halkın varlık ve özgürlük güvencesidir.

Tüm Medya Savunma Alanlarını işgal etme PKK’yi tasfiye ederek Kürt soykırımını tamamlamak isteyen soykırımcı Türk devleti Garê’de yaşadıkları bozgundan sonra bu bozgunun üstünü örtmek için kendileri tarafından öldürülen savaş eserlerini gündem yapmak istemektedir. Bu sadece özel savaş güçlerinin bozgunun üstünü örtme saptırmasıdır. Bu saptırmaya alet olarak AKP-MHP hükümetinin yaşadığı bozgunun üstünü örtüp kendisini kurtarmasına fırsat verilmemelidir. Bu bozgun kendini savaşla ve kanla ayakta tutmaya çalışan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin bozgunudur. Savaş politikaları ve faşist baskılarla Türkiye’yi içerde ve dışarda çıkmaza sokan ve yaşanılmaz hale getiren bu iktidardan Türkiye halkları kurtulmalıdır. AKP-MHP iktidarı bu bozgundan sonra Kürt halkını ve demokrasi güçlerine yönelik tehdidi artırmıştır. Bu gerçeklik bile bu iktidarın ömrün tükettiğini göstermektedir. Kürt halkı ve demokrasi güçleri bu tehdide karşı Türkiye halklarının çıkarı olan demokrasi ve özgürlük tutumunda ve iradesinde ısrarlı olmalıdır. Türkiye halkları bilmelidir ki, AKP-MHP hükümeti Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye’yi yönetme kabiliyetinden yoksundur. Her gün Türkiye’yi daha fazla felaketlere sürüklüyor ve yaşanamaz hale getiriyor. Bu açıdan Türkiye halkları ve demokrasi güçleri bu faşist iktidara dur diyerek bu kamburu sırtından atmalıdır. Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan’ı yaratarak Ortadoğu’yu toplumcu demokrasinin coğrafyası haline getirmelidirler.

Türkiye halklarını ve Ortadoğu halklarını insanlık düşmanı bu faşist iktidardan kurtarmak için büyük bir başarı elde eden gerillayı coşkuyla ve yurtsever devrimci duygularla kutluyor, şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyor; Kürt halkını ve demokrasi güçlerini de bu başarıyı bir demokrasi bayramı haline getirme mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.”