Kürt siyasetçi Ahmet Türk, HDP’nin ‘Herkes İçin Adalet’ kampanyası etkinliğinde AKP-MHP ittifakının parti kapatma çalışmalarına ilişkin konuştu. HDP’yi etkisizleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Türk, parti kapatılsa da mücadeleden vazgeçilmeyeceğini vurguladı.

Ahmet Türk, parti kapatmanın geçmişte de bir işe yaramadığını belirterek şunları kaydetti: "Geçmişten bugüne kadar birçok siyasi partimiz kapatıldı. Sonuç olarak Kürtler ve demokrasiye inananlar bu mücadeleden vazgeçmedi. Siyasi partilerimiz kapatılsa bile demokrasi için, özgürlük için bu mücadele sürecek. Bugün parti kapatmak çok da iktidarın hesabına gelmiyor. Ortağı olan MHP zorluyor ama iktidar partisi kendi hesabını yapıyor.

Siyasi parti kapatıldığında bu partiye destek ve oy veren insanlar nasıl bir tavır takınacak diye hesaplıyorlar. İktidarın taktiği partiyi çalışamaz hale getirmek, partiyi etkisiz hale getirmek için bir çaba var. Baskı oluşturarak partiye destek verenleri, milletvekillerini tutuklayarak, belediye eş başkanlarına kayyum atayarak, yöneticiler hakkında dava açarak, partiyi etkisizleştirmeye çalışan bir anlayış var."

HESABINI VERECEKLER

Baskı politikalarının bir işe yaramayacağını söyleyen Türk, iktidarın zindan politikalarına dikkat çekti: "Bu baskı sadece dışarıdakiler üzerinden yürütülmüyor. Bugün cezaevlerinde on binlerce siyasi tutsak, on binlerce siyasetçi var, gerçekten demokrasi için mücadele verenler var. Ama bugün zindanlar politikasını esas alarak bir siyaset yürütülüyor.

Bugün zindanlar da 12 Eylül’e benzeyen bir baskıyla karşı karşıya. Gelecek için yararı olmayan bir politikanın izlenmesinin Türkiye halkına, Kürtlere hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü baskılar hiçbir zaman sonuç vermemiştir. Baskı yapanlar mutlaka bir gün bu yaptıklarının hesabını da vereceklerdir bunu da biliyoruz. Dünyadaki gelişmeleri hep böyle gördük, böyle değerlendirdik."

TECRİT TÜM HALKLARI İLGİLENDİRİYOR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin ciddi boyutlara ulaştığını dile getiren Türk, tecridin tüm halkları ilgilendirdiğini şu sözlerle aktardı: "Tabii ki tecrit, baskı rejimi ve bütün halkları rahatsız edecek bir noktaya geldi. Zindanlardaki baskı sadece Kürtleri değil, Türkiye'de demokrasiden yana olan Türk halkı, diğer halkları da etkiliyor. Bu baskı anlayışı aslında sadece Kürtlere değil bütün Türkiye halklarına zarar vermektedir.

Bugün yüzlerce basın mensubu, yüzlerce demokrasiyi savunan insan var. Tecrit politikasının elbette ki siyasetten adı artık bir diktatörlüğe dönüşen anlayıştır. Dünyanın birçok yerinde tekçi rejimler ve baskıcı rejimleri yaptıklarının hesabını ödemiştir. Eğer siz farklı kimliklere, kültürlere, inançlara saygı göstermezseniz; Türkiye'de halkları ötekileştiren, halklar arasında dostluğu ortadan kaldıran bir noktaya taşırsınız. Bu sadece Kürtlere zarar vermez Türkiye haklarına da zarar verir."