Halkların Demokratik Partisi (HDP), 4 ay sürecek “Herkes için Adalet” kampanyasının startını verdi.

Kampanyanın duyuru etkinliğine katılan Kürt Siyasetçi Ahmet Türk, Kürtleri, demokratları, aydınları ve sosyalistleri susturmak isteyen bir siyasi anlayışla karşı karşıya olunduğunu belirtti.

Tekçi ve toplumu sindirmeye çalışarak siyasetini yürütmeye çalışan anlayışa karşı herkesin örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan Türk, şöyle devam etti:

“HDP de, olabildikçe demokrasi güçleriyle birlikte, demokrasiye inananlarla ortak değerler etrafında buluşmayı esas alan bir siyaseti yürütmeye çalışıyor. Bu kampanya bir yerde bunun ifadesidir. Kürtleri yalnızlaştırmak isteyen politikalar, sonuçta gidip onları vuruyor. Çünkü halkları ayrıştırdığınız zaman, Kürtleri terörize ettiğiniz zaman bu ülkede demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmış olursunuz. Bunun faturasını bütün halklar ödeyecek. Bunun ne kadar yanlış olduğunu göstermek için siyasetle ilgili yeniden bir arayış, yeniden demokrasi güçlerini toparlamaya yönelik bir çalışmanın kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Bu kampanya ile yapılmak istenen budur."

'HERKES İÇİN ADALET ŞART'

Tüm kültürler, kimlikler, farklılıklar için adil ve eşit bir yaklaşımın gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Türk, şunları söyledi:

“Birileri için adalet isteyerek Türkiye’de adaleti sağlamış olmayız. Yani bütün insani taleplerin yerine getirilmesi için bir ortamın hazırlanması gerekiyor. Demokrasiyi içselleştirmediğiniz takdirde; Kürtlerin, farklı kimliklerin haklarının olduğunu içselleştirmediğiniz zaman, adaleti de sağlayamazsınız, demokrasiyi de kalıcı hale getiremezsiniz. O yüzden herkes için adalet. Sadece Kürtler ya da sadece Türkler için değil, bu ülkede yaşayan bütün insanlar için adalet ve eşitliğin kaçınılmaz olduğunu görmemiz lazım."

'TECRİT KALDIRILIRSA ÜLKE DEMOKRATİKLEŞİR'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride değinen Türk, şunları söyledi:

“Tecrit, bir hakkın, adaletin gasp edilmesi anlamına gelir. Bu tecrit bütün tutuklulara uygulanıyor. Abdullah Öcalan bugün önemli bir aktördür. Bu aktörün barış, demokrasi için önemli bir rolü vardır. Bunu aslında devlet de, hükümet de biliyor. Eğer gerçekten adil ve demokratik bir Türkiye isteniyorsa, Öcalan’la da bütün siyasetçilerle de diyalog oluşturmak gerekiyor. Bunun da birinci adımı önce siyasiler üzerindeki bu tecrit politikalarının kaldırılmasından geçiyor. Ailelerin bile görüşemediği bir noktaya götürülüyor. Biz 12 Eylül’de de bunları yaşadık, zindanlarda da yaşadık. O tecrit politikalarının halka yansımalarını gördük. Bugün de bu yanlışın tekrarlanmasının doğru olmadığına inanıyorum."